Bulaşıkçıydı, Kral Abdullah’ın baş aşçısı oldu! ‘Gaziantep’ten 5 ton salça götürdüm’
Betül Topaklı / Milliyet.com.tr – Hüseyin Doğruöz, 1965 yılında Hatay’ın Yayladağ ilçesinin Çaksına Köyü’nde doğdu. 12 kardeşi olan Hüseyin’in, anne ve babası çiftçilikle uğraşıyordu. Hüseyin de öbür kardeşleri üzere pamuk ve çapaya giderek ailesine yardım ediyordu. Lakin Hüseyin bu durumdan pek hoşnut değildi. Çareyi de 14 yaşında köyünden kaçmakta buldu. Hüseyin o günleri şöyle anlatıyor:
“Ailem çok yoksuldu. Ekmeğimizi çiftçilik yaparak kazanıyorduk ancak ben köye ısınamadım. Makûs örnek olacak lakin 14 yaşıma gelir gelmez köyden kaçtım. Mersin’e geldim ve Erdemli’deki küçük bir dürümcüde çalışmaya başladım. 1 yıl dürümcüde çalıştım. Lakin babamın beni bulmasının akabinde Mersin’den ayrılarak İzmir’e gittim. O vakitler İzmir Fuarı çok meşhurdu. İzmir’de bulunan Ekici Över Gazinosu’nda işe başladım. Patates soyuyor, artakalan vakitlerde da bulaşık yıkıyordum. Sonrasında Akasyalar ve Göl Restoran’da ızgaracı olarak çalışmaya başladım. Bütün sanatkarlar geliyordu, ben de böylelikle hepsini görüyordum.”?
18 YAŞINDA KÖYÜNE DÖNDÜ
Aşçı Hüseyin, askere gitme vakti yaklaşınca 1983 yılında köyüne döndü. Bu durumu fırsat bilen babası oğlunu çabucak evlendirdi. Lakin hem Hüseyin’in hem de eşinin yaşı çok küçüktü. 1984 yılında evlendi ve 7 ay sonra askere gitti. Hüseyin askere gittiğinde eşi 1 aylık gebeydi. Askerliğini İzmir’de yapan genç adam, kızının doğum haberini aldı ve çektiği hasretlik nedeniyle epeyce güç günler geçirdi. Aşçılık yaparak askerliğini tamamladıktan sonra köyüne döndü.
Tam da memleketine döndüğü sırada onun için iş kapısı olacak olan Büyük Antakya Oteli hizmete girdi. Çabucak işe başlayarak, birçok siyasetçiye hizmet etti. Hüseyin oradan ayrıldıktan çabucak sonra Antakya’nın en esaslı restoranı olan Anadolu Restoran’da işe başladı. Restoran yöresel yemekleri ve soğuk mezeleriyle tanınıyordu. Söz konusu bu durum Hüseyin’e inanılmaz bir deneyim kattı.
“Anadolu Restoran’ın içli köftesi ve sac oruğu meşhurdu. Bu eserlere çok talep olduğu için siparişleri yetiştirmekte zorlanıyordum. Burada pek çok sanatkara hizmet ettim, bu nedenle benim için unutulmaz bir yer olduğunu söyleyebilirim. Bir müddet orada çalıştıktan sonra 4 arkadaş Samandağı Çevlik’te bulunan Simon Tesisleri’nde dönemlik emekçi olarak çalışmaya başladık. Sonrasında ise İskenderun Karaağaç’ta bulunan bir gazinoda işe başladım. Hoş günler geçirdiğim bu yere iş adamları, sanatkarlar, yüksek mevkideki beşerler geliyordu.”
KRAL ABDULLAH’IN BAŞ AŞÇISI OLDU
Doğruöz’ün hayatını değiştiren olaylardan biri ise çalıştığı gazionaya Suudi Arabistan’lı bir devlet adamının gelmesi oldu. Yaptığı 10 katlı bir meyve tabağını çok beğenen devlet adamı ona yüksek ölçüde bahşiş verdi. Fakat bu kişi yalnızca yüksek ölçüde bahşiş vermekle kalmadı, hayatı için devir noktası da oldu. Aşçıbaşı Hüseyin’e iş teklifinde bulundu, Suudi Arabistanlı devlet adamı sayesinde 1990 yılında kraliyet ailesiyle tanışan Hüseyin Doğruöz, özel aşçıları olarak işe başladı. Burada kısa müddette yeteneklerini kanıtlayan Aşçı Hüseyin, Kral Abdullah’ın baş aşçısı olmaya hak kazandı. Yurt içi ve dışındaki restoranlarıyla ilgilendi. 8 yıl boyunca birçok Arap ve Avrupa önderlerine aşçılık yaptı.
GAZİANTEP’TEN 5 TON SALÇA GÖTÜRDÜ
Hüseyin, kraliyet ailesine kuzu tandırı, kepse ve büryan pilavını sevdirdi. Gereçlerin tamamını Türkiye’den getirdi. Hatta bir defasında Gaziantep’ten 5 ton salça götürdü. Kral Abdullah gittiği ülkelere yanında Hüseyin’i de götürüyordu. Genelde kuzu ve pilav yüklü yemekler yapan Hüseyin, sofralarda Osmanlı ve Türk mutfağından lezzetler sundu. Sonrasında evvel merkez akabinde Kasır Restoran’da 10 yıl çalışan Hüseyin, yüzlerce eleman yetiştirdi. Burada Türk mutfağını çok güzel tanıtan Hüseyin, 2004 yılında ise kesin dönüş yaptı. Antalya’ya yerleşerek mesleğini icra etmeye devam etti. 2004’ten 2008 yılına kadar da birçok şubesi olan bir restoran zincirinde çalıştı.
‘İÇLİ KÖFTE YAPIP SATIYORUM’
Hayatının ilerleyen devirlerinde otelde çalışmaya başlayan üç kız babası, 8 torun sahibi Hüseyin, son 20 yıldır aşçı olan eşi Güldane Doğruöz’le birlikte çalışıyor. “Görevimi en düzgün biçimde yapmaya çalıştım ancak otel bana nazaran değildi” diyen Hüseyin Doğruöz, kelamlarına şöyle noktaladı:
“Çünkü her şey dâhil sisteminin çok yanlış olduğunu düşünüyordum. ‘İsraf çok, kalite yok’ diye anlatmaya çalıştım daima. Otelden ayrıldıktan sonra 2010 yılında TRT Antalya Müdürlüğü’ne ilişkin tesislerde baş aşçı olarak çalışmaya başladım. Orada pek çok genel müdüre ve pek çok milletvekiline 14 yıl boyunca hizmet ettim. Şu an da turizm bölümünde pek çok dert yaşanıyor. Turizm işçilerine takviye yok. 7 ay çalıştırıp sonra kapının önüne koyuyorlar. Bundan ötürü beşerler gitgide meslekten uzaklaşıyor. İvedilikle otellerde her şey dahil sisteminden çıkılması, israfın önüne geçilmesi gerekiyor. Haddinden fazla yabancı yemek hayranlığı var. Türk yemekleri unutuldu. Kesimde yaşanan düşünceler bir an evvel son bulmalı. Gerçek düzgün çalışacak yer olmadığı için konuttan çalışıyorum. İçli köfte yapıp satıyorum.” ?
