Yazgısından kaçamazsın
MÜJDE IŞIL- Tam bir 2000’ler klasiğidir “Final Destination/Son Durak” sineması. Temelde bir seri katil kıssası anlatır. Lakin bu, maskeli bir katil ya da ruhuna şeytan kaçmış bir çocuk değil, hepimizin mecburen tanıdığı ya da tanıyacağı vefatın kendisidir. Vefat, can alma planını bozanları hiç sevmez, elinden kurtulanlardan öcünü feci tekniklere alır. Bir çivi ya da fön makinesi gibi en kolay objeler bile mevtin aparatına dönüşebilir. Sonuç olarak “Kaderinden kaçamazsın” diye bağırır hem karakterlerine hem seyircisine. Seriye dönüşen sinemanın bu kadar sevilmesinde, insanın yazgısına hükmetme ve ölümsüzlük arayışının beyhudeliğine övgü yatar. “Final Destination: Bloodlines/Son Durak: Kan Bağı”nın fragmanının, 24 saat içinde 178.7 milyon sefer izlenerek şimdiye kadar en çok izlenen ikinci endişe sineması fragmanı (birinci 197 milyon ile “It”) olması, yazgıya inanmak ve ölümsüzlük arayışı ortasındaki çekişmenin modasının geçmeyeceğini gösteriyor.
Aileyi mevzu alıyor
Serinin 14 yıl ortadan sonra gelen altıncı sineması de selefleriyle emsal çizgide: İçinde bulunduğu ortamda herkesin öleceğini önsezileriyle gören bir kahraman, onun hayatını kurtardıkları ve kurtulanların peşine düşen mevt. Altıncı sinemanın esas farkı, arkadaş kümeleri ya da birbirinden bağımsız karakterler ortasında geçen evvelki sinemaların tersine bir aileyi husus alması. Tehdit altındaki aileleri kutsayan ‘80’ler ve ‘90’lar sinemasına benziyor bu açıdan ancak aslında onların yaptığını bilakis çeviriyor. Bu sefer kan bağı olmayanlar yakayı sıyırabiliyor.
Hastane, kütük taşıyan kamyon üzere detaylarla serinin evvelki sinemalarıyla bağ kuruyor yeni sinema. Serinin geleneğini sevenleri hayal kırıklığına uğratmayacak bir imal. Lakin dezavantajları da var. Örneğin açılış sahnesi çok yeterli düşünülmüş lakin IMAX dışında, olağan bir perdede izleyince sinemanın görsel tesiri zayıflıyor. Güya teknolojinin emekleme devrinden kalmış bir atmosfer görüyoruz. Potansiyeli varken birinci sinemadaki uçak kazası ya da ikinci sinemadaki otoyol kazasının tesirine ulaşamamış giriş kısmı bu yüzden.
İlk sinemada tanıştığımız ve sonraki sinemalarda yeniden karşımıza çıkan, vefatın alt edilemeyeceği konusunda herkesi uyaran William Bludworth karakterinin de altıncı sinemada özel bir yeri var. Azrail’in gölgesi üzere duran bu gizemli karakterin geçmişini bu sinemada izlemek hoş bir sürpriz doğrusu. Ona hayat veren Tony Todd ise geçen sene vefat etti ve “Son Durak: Kan Bağı” onun son sinemalarından biri oldu.
Komediler de var
“Riff Raff/Ayak Takımı”: Ed Harris ve Bill Murray’den bir kara komedi… Eski bir hatalı olan Vincent, eşi ve oğluyla mutlu bir aile kurmuştur. Vincent’ın reddettiği oğlu Rocco, Rocco’nun kız arkadaşı Marina ve Vincent’ın eski eşi Ruth’un birdenbire ortaya çıktığında kaos başlar. Üstelik gangsterler de peşlerindedir.
“Sıcak Büfe”: Serdar Gözelekli’nin yönettiği ve Hakan Yılmaz’ın başrolde yer aldığı “Sıcak Büfe”, bir mahalle büfesinin art planında yaşananları anlatıyor. Büfecilik yapan kardeşler Cihangir ve Hakan’ın hayatı, bir mafya üyesinin, büfenin art deposunda ölmesiyle değişir. Kardeşler, adamın cesedini denize atıp çatasında bulunan paraya el koymaya karar verir.
