Kurtulmuş: Büyük tarihî birikimle, artık ikinci asra hazırlanıyoruz

Kurtulmuş, Pullman Hotel And Convention Center’da “Türkiye Yüzyılı Çocukları Buluşması” programına katıldı. Cumhuriyetin birinci asrının geride bırakıldığını vurgulayan Kurtulmuş, Türkiye Cumhuriyeti devleti kurulurken ecdadın kaç zorluklar, yokluklar ve tıpkı vakitte birçok zaferler yaşadığını söyledi.

Kurtulmuş, 2023 prestijiyle Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci asrına girildiğini hatırlatarak, “Birinci asırda elde ettiğimiz büyük deneyimle ve daha evvelki devlet deneyimlerinden elde ettiğimiz büyük tarihî birikimle, artık ikinci asra hazırlanıyoruz. Önümüzdeki periyotta kelamı güçlü bir Türkiye olmak için daima birlikte canla, başla çalışacağız, daha da ileriye gideceğiz. ” diye konuştu.

Türkiye Yüzyılı için ilim, teknoloji, sanat ve edebiyat başta olmak üzere her alanda güçlü bir Türkiye’nin ortaya konulması gerektiğine işaret eden Kurtulmuş, kelamlarına şöyle devam etti:

“Gençlerimiz yalnızca kendileriyle değil dünyanın bütün gençleriyle yarışacak güçlü bir gençlik olmak mecburiyetindedir. Sizin üstün başarınız, yalnızca sizin ve ailenizin başarısı değil 85 milyon vatandaşlarımızın ortak bir başarısıdır. Siz, LGS’de 500 tam puan alarak yalnızca kendi alanınızda bir amaca ulaşmış olmuyorsunuz tıpkı vakitte bu ülkenin amaçlarına ulaşması için koşuya çok süratli bir biçimde başlıyorsunuz. Allah bilginizi, insanlığın hayrına kullanmayı nasip etsin. Önümüzdeki bu büyük uğraşta, yalnızca kendi ferdî hayatınızla ilgili değil bütün ülkemiz ve insanlık ismine sizlere muvaffakiyetler diliyorum. “

 “DÜNYANIN EN GÜZELLERİNDEN OLMAK İÇİN GAYRET EDECEKSİNİZ”

Kurtulmuş, hayatın yalnızca şahsî gayelerin gerçekleştireceği bir yer olmadığına işaret ederek, “Bu salondan dünyanın en düzgün genetik ve yazılım mühendislerinin, hukukçularının, hekimlerinin, sanatkarlarının ve atletlerinin çıkacağına adım kadar eminim. Her biriniz seçtiğiniz alanda dünyanın en düzgünlerinden olmak için gayret edeceksiniz. Lakin hayat yalnızca maddi muvaffakiyetten ibaret değildir. ” dedi.

Kişisel hayatlarında çok başarılı olmalarına karşın kişisel hayatlarında mutsuz olan birçok insan olduğunu aktaran Kurtulmuş, insanoğlunun yalnızca maddi bir varlıktan ibaret olmadığını ve yalnızca maddi muvaffakiyetle keyifli olamayacağını söyledi.

Kurtulmuş, insanoğlunun kesinlikle manevi gelişimini de sağlaması gerektiğinin altını çizerek, şu sözlere yer verdi:

“Kendisiyle barışık, Allah’ın yarattıklarıyla barışık ve kainatın efendisi olan Rabbimizle de barışık bir hayatı yaşamak gerekir. Maddi ve manevi muvaffakiyet bir ortada olan toplumların yeryüzünde büyük medeniyetler kurduğunu biliyoruz. Maddi muvaffakiyetin yanında ulusal ve manevi kıymetlerimize, insanlık kıymetlerine de sahip çıkarak yolumuza devam edeceğiz. Çok yeterli bir bilim insanı olmak çok değerlidir fakat vicdanlı, ahlaklı, unsurlu ve insanlığın hayrına çalışan bir bilim insanı olmak hepsinden daha değerlidir. Siz yalnızca kendinizi ve ailelerini temsil etmiyorsunuz, 85 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını ve dünyanın dört bir yanındaki yüz milyonlarca Türkiye dostunu da temsil ediyorsunuz. Bu ülkenin bugün olduğu yerden çok daha ileriye gitmesi, çok daha güçlü olması, dünyanın en büyük ülkelerinden birisi olmasını sağlamak için uğraş etmeliyiz. Cumhuriyetimizin ikinci asrındaki Türkiye Yüzyılı gayesinin öncüleri siz gençlersiniz. Türkiye Yüzyılı sizin üzerinizde yükselecek.”

 YENİ BİR DÜNYAYI KURACAK OLAN SİZLERSİNİZ”

Kurtulmuş, Türkiye’nin gençlerinin insanlığa karşı da bir sorumlulukları olduğunu aktararak, “Bugün yaşadığımız dünyada hakim olan zihniyetin açlığı, susuzluğu, göçleri, dünyadaki global berbatlığı, savaşları ve çatışmaları ortadan kaldırması mümkün değildir. Temelinde insanların yaralanıştan eşitliği prensibi olmayan hiçbir niyet insanlara barış ve huzur getiremez.” formunda konuştu.

Kurtulmuş, her gün onlarca insanın, çocuğun, bayanın hayattan koparıldığı Filistin topraklarında, Türklerin ecdadının, dört asır boyunca hükümdar olduğunu ve bu süreçte bölgede asla bir din ve mezhep savaşının yaşanmadığını söyledi.

Türk milletinin ecdadının Kudüs’ün giriş kapılarından birisine, “La ilahe illallah, İbrahim halilullah” yazarak, öteki dinlere inanan insanları incitmeyecek bir anlayış gösterdiğini aktaran Kurtulmuş, “İşte bu bakış açısını dünyaya kazandıracak olan sizlersiniz. ” dedi.

Balkan topraklarında da altı asır boyunca ecdadın sayesinde farklı mezheplerin huzur içinde yaşadığını vurgulayan Kurtulmuş, “Dünya sizden bilimsel ve mesleksel alanda muvaffakiyetler beklediği üzere yeni bir medeniyeti de dünyaya sunmanızı bekliyor. İnsanların yaratılışta eşit olduğu bütün ülkelerin de egemenlikte eşit olduğu yeni bir dünyayı kuracak olan sizlersiniz. Bu tarihi perspektifle yetişmekte olduğunuzu biliyorum. Yeryüzüne bir biçimde nizam vermek, hakkı adaleti yine sağlamak bizim tarihî sorumluluğumuzdur.” diye konuştu.

 “ALEME NİZAM VERMEYİ DEVLETİMİZİN GÖREVLERİNDEN GÖRÜRÜZ “

Türkiye devlet anlayışının en temelinde “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” unsurunun olduğunu aktaran Kurtulmuş, şöyle devam etti:

“Bizim bu bütün tarihi birikimimiz boyunca birkaç tane temel hasletimiz vardır devlet idaresinde. Bunlardan birisi; insanı yaşat ki devlet yaşasın. Yani insan güçlü, insan huzurlu, insan keyifli olursa, devlet de güçlü olur. İkincisi; devlet-i ebed süre. Yani bizim devletimizi kıyamete kadar sürecek olan bir devlettir. Şimdiye kadar geçmiş periyotlarda 16 devlet kurmuş ve sonuncusu olarak da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurmuş olan milletimizin, tarihî bir sürekliliği vardır. Bu devletlerin her biri birbirinin devamıdır. Diğer bir milletin devleti değildir. Selçuklu da bizimdir, Osmanlı da bizimdir, Cumhuriyet de bizimdir. Bunların ortasını ayıran da bizden değildir. Bu kadar açık söylüyorum.
Devlet-i ebed süre; kıyamete kadar sürecek olan bir devlet. İkinci devlet ideolojimizin temeli budur. Devlet ideolojimizin üçüncüsü ise; Nizam-ı alem idealidir. Yani, ‘Bize ne Birleşmiş Milletlerin tekrar yapılanmasından, bize ne Filistin’deki insanların zulüm görmesinden, bize ne Afrika’daki açların, aç biilaç hayattan koparılmasından, bize ne dünyanın dört bir tarafında artık sayıları en az 300 milyon olduğu bilinen, tespit edilen göçmen sıkıntısından.’ Biz bu türlü diyemeyiz. Öbürleri istediği kadar ‘Bize ne?’ desin. Bizim devlet ideolojimizin temelinde nizam-ı alem vardır. Yani biz Türk milleti olarak aleme nizam vermeyi kendi devletimizin kıymetli görevlerinden birisi görürüz ve onun için hareket ederiz. Bu üç maksadı de önümüzdeki insanlığa birer sorumluluğumuzun birer modülü olarak görürüz.”