Uzaklaştırma kararı sonrası vahşet! Kafatasına zımba atıldı, elleri kırıldı: Plan yapıp beni öldürmeye geldi

Antalya’da 14 yıldır yaşayan Ukrayna asıllı Türk vatandaşı Iryna Melnychuk D., 1,5 yıl evvel evlendiği M.A.D. tarafından sokak ortasında sopayla darbedildiğini ileri sürerek kabahat duyurusunda bulundu. Olayın akabinde hastaneye kaldırılan bayanın kafatasında kırıklar ve bedeninin birçok yerinde darp izleri oluştu. Iryna, atağa uğradığı sırada daha evvel hakkında uzaklaştırma kararı bulunan eşinin kendisini öldürmeye çalıştığını tez ederek, saldırıyı planlı olarak gerçekleştirdiğini öne sürdüğü eşinin “en ağır cezayla cezalandırılmasını” talep etti.

Olay, 5 Temmuz Cumartesi gecesi saat 00.40 sularında Konyaaltı ilçesinde meydana geldi. Otelde vardiyalı olarak çalışan Iryna, gece mesaisi sonrası servisten inerek konutunun art kapısından meskenine girmek üzereyken ardında bir ses duydu. Teze nazaran, şapka ya da kapüşonla yüzünü gizleyen M.A.D., bayana hiçbir şey söylemeden başına sopayla tekraren vurdu.

Saldırı sırasında elleriyle başını müdafaaya çalışan Iryna’nın sol elinde çok sayıda kırık oluştu. Kafatasında beyin kanaması riski taşıyan yaralanmalar nedeniyle Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Iryna Melnychuk D., 16 gün boyunca hastanede tedavi gördü. Sol eline platin ve demir takılan, başında zımba dikişler atılan ve estetik müdahale gerektiren doku kayıpları oluşan Iryna Melnychuk D, hala tedavi görüyor.

Olayın akabinde M.A.D. gözaltına alınıp tutuklandı. Lakin savcılıktaki sözünde suçlamayı kabul etmeyen M.A.D., olay anında öteki bir konutta olduğunu savunarak, “Eşimin yaralanmasıyla bir ilgim yok. Olay saatinde Lara’da D.D. isimli kişinin konutundaydım. HTS kayıtları bunu ortaya koyacaktır” dedi.

“KORKUYORUM, CAN GÜVENLİĞİM YOK”

İhlas Haber Ajansı’na konuşan Iryna Melnychuk D., yaşadıklarını şöyle anlattı: “Evliliğimizin başından itibaren ruhsal baskılar ve tehditler gördüm. Daima hudut dışı edilmekle tehdit ediyordu. Daha evvel de birkaç kere uzaklaştırma kararı aldırdım. 30 Haziran’da çilingir çağırarak meskenime zorla girmişti. 5 Temmuz gecesi işten dönerken ardımdan zıplayarak başıma vurdu. Yere düştüm, vurmaya devam etti. Komşular ambulans çağırdı. Elim paramparça oldu, başıma zımba atıldı. Artık hastaneden çıktım lakin hâlâ sokakta yürürken korkuyorum. İnanın sokakta yürürken geriye dönüp denetim ediyorum, hastaneye geldim burada bile bakıyorum geriden beşerler yürüyor. Bekliyorum önüme geçsinler. Zira korkuyorum artık.”

“TEMİZ BİR AKILLA PLAN YAPIP GELDİ”

Iryna Melnychuk D., taarruzun evvelce planlanmış olduğuna inandığını söyleyerek, “Hiçbir unsur kullanmadan, şuurlu halde yaptı. Zira artık onun hayatımda olmasını istemiyordum. Bu yüzden bana ziyan verdi. Hastaneden çıkar çıkmaz boşanma davası açtım. Öbür birinden 8 yaşında bir kızım var, kızımı Ukrayna’ya göndermek zorunda kaldım, güzelleşmeden çocuğumu yanıma alamam” dedi.

“KÖTÜ NİYETLİ İNSANLARIN ORTAMIZDA DOLAŞMASINA MÜSAADE VERMEMELİYİZ”

Iryna Melnychuk D., taarruzun akabinde yaşadığı farkındalığı ise şu sözlerle lisana getirdi: “Maalesef bu türlü bir yanılgı yaptım. Artık anlıyorum ki bir beşerle nerede tanıştığınızın kıymeti yok, çok dikkatli olunması gerekiyor. Otelde tanımış olabilirsin, bir bankada çalışıyor olabilir lakin bu onun sağlıklı biri olduğu manasına gelmiyor. Evvelden birinin muhakkak bir yerde çalışıyor olması bana itimat verirdi ancak o denli değilmiş. O yüzden burada yaşayan tüm bayanlara sesleniyorum: Dikkatli olun. Başınıza bu türlü bir şey gelirse ve hayatta kalabilirseniz, nerede paylaşabiliyorsanız paylaşın. Zira bu türlü insanların dışarıda dolaşmaması gerekiyor. İnsan içinde bulunmamaları gerekiyor. Bunlar insan bile değil. Korkmamak lazım. Berbat niyetli insanların ortamızda dolaşmasına müsaade vermemeliyiz.”

Kendisinin yaşadığı akının cezasız kalmaması için gayret ettiğini belirten Iryna Melnychuk D, “Kanunlara nazaran ne kadar ceza alabiliyorsa o kadar ceza alınması istiyorum” sözlerini kullandı.

“CEZASIZ KALMASIN”

Mağdur Bayan, toplumsal medya hesabından yaptığı paylaşımda da, “M.A.D plan yapıp beni öldürmeye geldi. Şu an içerde lakin can güvenliğim yok. Bu insan turizm dalında çalışıyor. Cezasız kalmasın” diyerek adalet davetinde bulundu.

“BU SADECE HUKUKSAL DEĞİL, İNSANİ BİR MÜCADELEDİR”

Iryna Melnychuk D.’nin avukatı Havva Parıltı Yağcı ise olay sonrası yaptığı açıklamada müvekkilinin yaşadığı travmanın ciddiyetine dikkat çekti. Yağcı, şu tabirleri kullandı: “Öncelikle, müvekkilim Iryna Melnychuk D.’nin maruz kaldığı bu vahim ve akıl almaz ataktan ötürü yaşadığı fizikî ve ruhsal travmanın boyutu epeyce önemli. Yapılan darp sonucunda kafatasında kırıklar, beyin travması ve çok sayıda kemik kırığı oluşmuş; bu durum onun hayati tehlike geçirmesine yol açmıştır. Şu an güzelleşme süreci devam etmektedir. İsimli makamlara taşınarak cezai ve türel süreç başlatılmıştır. Adalet önünde hesap vermesi için tüm türel imkanları kullanacağız ve sürecin sonuna kadar takipçisi olacağız.”

Açıklamasında sadece bir avukat değil, aynı zamanda bir bayan olarak da ses yükselttiğini belirten Yağcı, şöyle devam etti: “Yaşanılan bu süreç sırf bir kişinin uğraşı değildir. Bu açıklamayı sırf bir avukat olarak değil, aynı vakitte bayanın yaşama tutunma uğraşı olarak yapıyorum. Her gün bu ülkede kaygıyla susan, çaresizlik içinde kalan yüzlerce bayanın sesi olmak zorundayız. Şiddete uğrayan herkes bilmelidir ki yalnız değilsiniz. Hukuk ve bizler sizin yanınızdayız. Bayana şiddet, ne yazık ki toplumumuzda önemli bir yara. Lakin bu cins olayların üzeri örtülmedikçe, adaletin sesi daha yüksek çıktıkça bu tablo değişecektir. Müvekkilim için yürüttüğümüz uğraş sırf tüzel değil, birebir vakitte insani bir sorumluluktur.”