Özel Reyap Hastanesi’nde doğum yapan anne: ‘Beni korkutmaya çalıştı’
‘Yenidoğan Çetesi’ soruşturması kapsamında kapatılan İstanbul Esenyurt’taki Özel Reyap Hastanesi’nde 6 yıl evvel doğum yapan Sümeyra A., 2 saat beslenmeyle geçecek sarılık için bebeğinin bir hafta ağır bakımda tutulup, yanlış tedavilerle mağdur edildiklerini ve epikriz raporu da vermediklerini sav etti. Yenidoğan Çetesi’yle ilgili haberleri gördükten sonra nasıl bir şeyin içerisinde olduklarını idrak edip Bodrum Cumhuriyet Savcılığı’na hata duyurusunda bulunduklarını belirten Sümeyra A. “O periyotta bebeğim zayıfladı ve bazen sesinde ağlamaktan kaynaklı çatallaşma vardı. Acıyı yaşayan aileler var bunu söylemeye utanıyorum fakat çok şükür çocuğumun şu an rastgele bir sorunu yok. O gün hastanede doğum yapan 8 bayandık ancak katta yalnızca 1 bebek vardı. Öbürleri daima ağır bakıma alınmıştı” dedi.
O periyot İstanbul’da yaşayan Sümeyra A. 24 Ekim 2018 yılında Özel İstanbul Reyap Hastanesi’nde doğum yaptı, ‘Yahya Selim’ ismini verdikleri bir erkek bebek dünyaya getirdi. Doğumun akabinde doğumhaneden alınan bebek, teneffüs kahrı olduğu söylenerek Yenidoğan Ağır Bakım Ünitesi’nde kuvöze kondu. Bebeği kısa müddette göstereceklerini söyleyen hastane yetkilileri, argümana nazaran aileyi daima oyalayarak bir hafta boyunca Yahya Selim A.’yı ağır bakımda kuvözde bekletti. Sümeyra A., Yenidoğan Çetesi’nin lideri olduğu ileri sürülen Fırat Sarı tarafından daima, türlü mazeretlerle oyalandıklarını ve bebeklerine sarılık teşhisi konulup, hastanede bir hafta tutulduklarını söyledi. Yapılan yanlış tedaviler ile ruhsal olarak mağdur edildiklerini de ileri süren Sümeyra A. bugün Bodrum Adliyesi’ne gelerek Fırat Sarı ve hastane hakkında hata duyurusunda bulundu.
‘BEBEĞİMİ HASTANEDEN ÇIKARMAMAM İÇİN BENİ KORKUTMAYA ÇALIŞTI ‘
Sümeyra A. yaşadıklarını “Oğlum Özel İstanbul Reyap Hastanesi’nde dünyaya geldi. Sağlıklı bir gebelik sonrasında doğumda rastgele bir sorun yaşamadan bir bebek dünyaya getirdim. Doğumun akabinde bebeğim ‘Rutin denetimleri yapılacak’ denilerek çıkartıldı. Sonrasında beni servisteki odama alındım. Orada bebeğimi beklerken, öteki bir doktor tarafından yapılan muayenede, oğlumda sezaryen doğum ve yüksek kiloyla doğmuş olması nedeniyle öbür bebeklerde de rastlanabilen ve çok kıymetli olmayan kolay bir teneffüs ıstırabı olduğu ve 2-3 saat kadar teneffüs dayanağı verileceği, öğleye kadar da yanımızda olacağı söylendi. Bize bu bilginin verilmesinden yarım saat sonra Doktor Fırat Sarı tarafından bebeğimizin ağır bakıma yatırılması için imza vermemiz için çağrıldık. ‘Bu kolay bir sorun neden yatırıyorsunuz’ diye sorduğumuzda ‘Gözetim altında tutacağız. Kıymetli değil 1-2 gün sonra taburcu edeceğiz’ denildi. Bebeğimizi birinci gün gördük, süratli nefes alışverişi vardı lakin akşamında güzelleşmiş görünüyordu. Her gittiğimizde farklı mazeretlerle, bebeğimizin bir gece daha ağır bakımda kalmasını istediler. O vakit şüphelenmedik. Lakin bir yanılgı geçmesine karşın taburcu etmemeleri üzerine ‘Artık bebeğimi hastaneden çıkarmak istiyorum’ dedim. Bu kere da Dr. Sarı, ‘Solunum sıkıntısı yok fakat sarılık başladı’ deyip, verdiği saatte hastanede olmamızı istedi. Lakin ısrarla bebeğimi çıkarmak istediğimi söyledim. Israrcı olmam üzerine, bu kere okuduğum yorumlarda gördüğüm biçimde her anne ve babaya yaptığı üzere beni korkutmaya çalıştı. ‘Çıkartmak istiyorsan çıkart lakin meskende kötüleşir ya da kötüleşirse sorumluluk kabul etmem. Bunu göze alabiliyor musun?’ diye sordu. Şüphelendiğim için ‘Bebeğimi çıkarmak için karlı olduğumu söyledim. Bunun üzerine ‘İmza karşılığı çıkarabilirsiniz” dedi.
‘EPİKRİZ RAPORU VERMEDİLER’
Sümeyra A. daha sonra yaşananları ise şöyle anlattı:
“Sonra ‘Kan analizi yapalım’ dediler. Analizi yaptılar. Sonuçla birlikte bebeği alıp gideceğiz diye düşünüyorduk. Bir saat sonra sonuç geldi lakin hemşireler, ‘Taburcu evraklarınızda imza eksik’ dedi. Doktor ya da başhekim çıkmış dediler onu tam hatırlamıyorum fakat bir gece daha kalmak zorunda kaldık. İmza eksikliğini mazeret edip bizi yeniden taburcu etmediler. O gecede konuta boş döndük. 8’inci günde bebeğimizi öğle anca taburcu edebildik. Taburcu olurken bize ‘epikriz raporu’ vermediler. Raporu bilhassa istedim. ‘Hazır değil yarın gelin alın’ dediler. Acıyı yaşayan aileler var o nedenle bunu söylemeye utanıyorum ancak çok şükür bebeğimin rastgele bir sorunu yok. O devirde zayıfladı ve bazen sesinde ağlamaktan kaynaklı çatallaşma vardı. 7 günlük ayrılık nedeniyle biz de ruhsal bir tesir kaldı. Biz o gün hastanede doğum yapan 8 bayandık fakat katta yalnızca 1 bebek vardı. Başkaları daima ağır bakıma alınmıştı.”
Bebeğini hastaneden çıkardıktan sonra sağlam olduğunu bildikleri bir doktora götürdüklerin söyleyen Sümeyra A., “Doktor, ‘Bırak ağır bakımı bu çocuğun olağan bir hastanede tedavi olmasına bile gerek yok Sarılık sorunu var ancak bütün yeni doğanlarda rastlanabilecek derecede hafif bir sarılık. Nizamlı beslenmeyle geçer’ dedi. 2 saat beslenmeyle geçecek sarılık için çocuğumu ağır bakıma yatırdılar. Yenidoğan Çetesi’yle ilgili haberleri gördükten sonra nasıl bir şeyin içerisinde olduğumuzu idrak ettik ve adliyeye gelip, bahsi geçen doktor hakkında suç duyurusunda bulundum. Ruhsal olarak yaşadığımız eza dışında biz kalıcı hasar yaşamadık fakat kim bilir 2018 yılından bu yana kaç bebek hayatını kaybetti, kaç bebek engelli kaldı” diye konuştu.
