Mustafa Anıklı’dan Mourinho’ya zehir zemberek kelamlar: Demode, bitmiş, çökmüş teknik adam!
Vah benim Fenerbahçem! Fenerbahçem diyorum, bu kadrosu tuttuğumdan ya da gönül verdiğimden değil, bir Türk kadrosunun, nasıl birinin elinde oyuncak olmasından…
Artık adam resmen bizimle dalga geçer hale geldi. Nasıl olsa elinde kapı üzere kontratı var. Kovulsa bile tıkır tıkır parasını alacak ya, üçüncü sınıf teknik yöneticinin yapmayacağı yanılgıları, burada uyguladı, akabinde da, “Biz aslında bir şey kaybetmedik. Kaybetmeniz için sizin olması gerekiyor” diyor. Fenerbahçe İdaresi ise kendisini kurtarmanın telaşıyla ona tek bir laf bile etmiyor, edemiyor.
‘TÜM DERBİLERDEN BOYNU BÜKÜK AYRILDI’
Siz pek fark etmediniz lakin, çok şey kaybedildi Senhor Mourinho… Fenerbahçe, sahip olduğu o kadar fazla bedelini kaybetti ki… Yaptığınız ucube takımlarla gücünü kaybetti. Aldığınız sonuçlarla prestijini kaybetti. Tüm derbilerden boynu bükük ayrılarak gururunu kaybetti.
Elinde olmayıp da kaybettiği bir şey var ki, o da şu; geleceğini kaybetti. Bugün yeni yetişenler ortasında Galatasaraylılar çoğunlukta görünüyorsa; bugün çocuklar, Icardi sevinci yapıp, Osimhen maskesi takıyorsa, bunun son periyot sorumlusu sizsiniz. Babadan, atadan Fenerbahçeli olup da, okula boynu bükük giden evlatların hayallerinin katili de sizsiniz. “Bir manada başarılı olduğumu düşünüyorum. O da; bütün dünyanın Türkiye Ligi’ni nasıl bir lig olduğunu görmesi manasında. Artık herkes Türkiye Ligi’nin nasıl bir lig olduğunu biliyor” diyor hazret…
‘BAŞKAN ALİ KOÇ SON KURŞUNUNU SİZİNLE HARCADI’
Keşke, çatır çatır futbol oynatıp, fırsatları değerlendirip, onun akabinde, “şerefli ikincilik” ile gururlanabilseydiniz… Siz, Türkiye Ligi’nin nasıl bir lig olduğunu göstermediniz, Mourinho’nun artık demode, bitmiş, çökmüş bir teknik adam olduğunu gösterdiniz. Aslında buraya gelirken de birçok kişi bunu biliyordu fakat, dökülmeyen yaldızlarınızın bir kısmı, koltukta oturanların gözlerini kör etmişti. Lider Ali Koç, “Denize düşen, yılana sarılır” misali, son kurşununu sizinle harcadı. “Daha ne yapayım?” demenin Portekizcesi oldu misyon almanız…
Böyle bir ortamda, taraftar için, “Ben de olsam gelmem” diyebiliyor Mourinho… Fenerbahçe’nin taraftarını tanıyamamış aşikâr ki… Tanıtan da olmamış. Yalnızca Fener özelinde de değil, Galatasaraylısı da, Beşiktaşlısı da o denli… Pazara kadar değil, mezara kadar tutkulu.”
Sadece onlar da değil; Kocaelilisi, Bursalısı, Eskişehirlisi, düşse bile yanındadır ekiplerinin… Türkiye’nin nasıl bir lige sahip olduğunu göstermekle övünüyorsunuz ya, keşke evvel siz öğrenebilseydiniz.
