Soyut fotoğrafın hudutlarında bir keşif
MELİSA VARDAL – “Güç ve Kırılganlık” ismini taşıyan stant, Düsseldorf Sanat Akademisi mezunları Nadine Sengstock ve Hanna Effen’in soyut resme getirdikleri özgün bakış açılarını sanatseverlerin beğenisine sunuyor. Soyut formların dünyasında, güçlü olduğu kadar kırılgan bir seyahate çıkaran stantta iki genç sanatkarın yapıtları, soyutlamanın hudutlarını zorlarken, izleyiciyi derin niyetlere ve ferdî yorumlara davet ediyor. Standın küratörü Levent Çalıkoğlu, bu iki yetenekli ismi bir ortaya getirme fikrinin, Merkür Galeri kurucusu Sabiha Kurtulmuş ile Düsseldorf Sanat Akademisi’nin 250’nci yılını kutlama maksadıyla doğduğunu belirtiyor. Almanya’da büyümüş ve Alman sanat ekolüne yakınlık duyan Çalıkoğlu, “Güç ve Kırılganlık” standıyla iki ülke ortasındaki sanatsal diyaloğa katkı sağlamayı amaçladıklarını söz ediyor. Stantta iki sanatçı soyutlamaya farklı perspektiflerden bakıyor. Effen, soyut formları beşerler ortası münasebetlerde bir görsel irtibat aracı olarak kullanıyor. Sengstock tanıdık soyut formların algımızdaki bulanık ve tanımlanması güç tesirlerini inceliyor. Effen, tuval üzerindeki grafiksel formlar aracılığıyla vaktin öznel kaydını ve bağlantıları sorgularken Sengstock ise sembolik formların manalarını ve beşerdeki karşılıklarını araştırıyor.
‘İçerik odaklı bir yapı’
Levent Çalıkoğlu, soyutlamanın insan tabiatının özünde var olan sınırsız bir imgelem olduğunu vurguluyor. Kandinsky ile başlayan soyut fotoğrafın 120 yıldır daima olarak yenilendiğini ve değiştiğini söz eden Çalıkoğlu, günümüzde soyut fotoğrafın renk ve çizgiden ibaret bir anlayışın ötesine geçerek, ‘içerik’ odaklı bir yapıya büründüğüne dikkat çekiyor. “Güç ve Kırılganlık” standının de soyut fotoğraf ile içerik ortasında nasıl bir bağ kurulabileceğine dair iki farklı ve özgün yaklaşım sunduğunun altını çizen Çalıkoğlu’na nazaran her iki yaklaşım da görsel olarak tanıdık ve aşina gelenin ortaya çıkmasında belirleyici olan ferdî ve toplumsal kodlara açılıyor.
