‘İyi bir krizi asla heba etme’

Bu hafta ligler başlamasına karşın akıllar hala Galatasaray – Fenerbahçe maçında…
Ligimizde bir tek “maymun” olayı eksikti o da tamamlandı…
Ev sahibi ekip Mourinho’nun “maymun üzere zıplama “sözünü ırkçılık olarak ilan etti. Hatta bunu Türk halkına yapılmış bir hakaret olarak nitelendirdi.
Ve hala bunun üstünde geziyor.
Üstelik Mourinho ile çalışmış dünyanın en yeterli futbolcularının bu suçlamaya gülerek yanıt vermelerine karşın…
Drogba diyor ki “Biz hocayla Afrika’da 174 tane kuyu açtırdık. Zorlamayın bu adamdan ırkçı çıkmaz.”
Drogba’nın bile yemediği laf kalmadı.
Aslında Galatasaray da biliyor bu kelamların ırkçılık olmadığını.
Futbolumuzda algı değerli.
Ama şöyle bir sorun var.
Bazen beşerler yalnızca senin ajandanda yazan hususlara ilgi göstermeyebilir. Yani açıkta da kalabilirsin.
Galatasaray da o denli oldu.
Mourinho’yu dünya bizden daha güzel tanıyor. Adamın densizliklerini biliyor. O mevzuda zahmet yok. Ancak ırkçı ilan edersen orada duruyorlar. Yani hasılı seveni de sevmeyeni de ondan ırkçı çıkmayacağını net olarak ilan etti.
O vakit neden hala ısrar?
Tamam maymun üzere zıplamak kelamı güzel değil. Fakat ırkçılık hiç değil.
Öncelikle bu bahiste ısrar ediyorsan kendi geçmişine de bakmak zorundasın.
Bu maç öncesi Fenerbahçeli futbolcuya stat hoperlörlerinden “hav hav” müziği çalarken ya da daha yakın geçmişte Ulusal Grup kalecisi Volkan’a “ayı” diye bağırırken düzgün miydi?
Şimdi bunları yaparken “maymun üzere zıplamayı” ırkçılık olarak nasıl nitelendirirsin?
Aslında yaratılmak istenen Mourinho nefretinin asıl nedeni belirli.
Bu adam enteresan bir adam. Lafını esirgemeyen bir adam. Sisteme çomak sokan bir adam. Tespitlerini çatır çatır söyleyen bir adam.
Bu da insanların pek işine gelmiyor. Hatta şunu söyleyeyim Fenerbahçe’de kalmasın bir an evvel gitsin diye dua edenler bile var.
Yoksa çiftlik ve tertip Mourinho yüzünden bozulacak.
Öyle ya Türkiye’de yaşanan hangi olaydan sonra tüm dünya gazeteleri haber yapar ya da Drogba bile bu kadar keskin açıklamada bulunur. Kendi kendimize yaşar mevzu kapanırdı.
Ama artık Mourinho ile dünyanın gözü futbolumuzun üstünde.
Neyse yazının bu kısmını üç maymunu oynamanın gerçek manası ile bitirelim.
Bakıp görmeyenden, konuşup duymayandan, dokunup hissetmeyenden uzak durun.
Umarım bu da ırkçılığa girmez.
Aslında bu gelişmeleri Churchill’in ünlü bir kelamı çok yeterli tamamlıyor;
“İyi bir krizi asla heba etme.”
Galatasaray tam da bunu yapıyor.
Ama evvelce daha yeterli yapıyorlardı o diğer.

Ne gerek var hoca

Mourinho eleştirilmez mi?
Elbette eleştirilir.
Örneğin maç sonunda hakem odasında yaşananlar.
Portekizli hoca kural neyse onu uygulayıp girdi soyunma odasına. Yani temsilciden müsaade alıp girdi.
Oraya kadar tamam.
Önce Vincic’e teşekkür edip Kadir Sağlam’a da sağlam bir halde takıldı.
Ne dedi?
“Kadir bey şayet bu maçta Türk hakemleri olsaydı bu maç bitmezdi.”
Tabii bu tonda söylemedi.
Kadir Sağlam da bu konuşmaları raporuna haklı olarak tek tek yazdı.
Zaten ceza da bu yüzden geldi. Yani ırkçılıkla ilgisi yok onu da söyleyelim.
İyi de hoca ne gerek var?
Madem söyleyeceksin git basın toplantısında söyle. Vincic’in önünde adamı rezil etmeye ne gerek var?
Bakın net olarak yazıyorum Galatasaray yalnızca bu hususta Mourinho’nun üstüne gitseydi maymun olayından daha tesirli olurdu. Lakin ırkçılık onlara daha cazip geldi.

Değişen ne olacak?

Sizce Vincic’in gelmesinin hakemlerimiz üstünde ki tesiri ne oldu?
En merak edilen mevzu bu olmalı.
Ben size ne olduğunu yazayım.
Acaba hakemler yabancı hakem gelmesinden sonra “Artık işimi daha düzgün yapayım” diye düşünür mü? Olağanda bu türlü olması gerekir fakat değil işte. Kupa maçlarında daha dikkatliydiler. Ben evvel Vincic yüzünden olduğunu düşündüm. Meslek korkusu içine düştüklerini sandım.
Hayır o denli değilmiş.
Çünkü hepsi şöyle bir baş içindeler.
“Oh be bu maçtan yırttık. Cezadan da kurtulduk. Param da kesilmeyecek. Yola devam”
Camiaya yakın bireylerle konuştum hepsine bu soruyu sordum.
Hepsi birebir karşılığı verdi. Ancak natürel içlerinde kesinlikle bu durumun farkında olanlar vardır. Kendine çeki nizam verenler olacaktır. Bunu da ilerleyen günlerde göreceğiz.
Yani bu düzeleceklerini düşünenlere makûs haber oldu.
Aynı yanılgılara hazır olun. Değişen bir şey olmayacak.
Değişen hakem olursa kar olarak cebimize koyalım.