İpler elden kaçıyor

Fenerbahçe, hafta sonu bir seçim yaşadı. Lider ve idare değişti. Olağanda işlerine bakması gereken futbolcular, Ali Koç’tan daha fazla etkilendiler güya bu değişimden. Kasımpaşa beraberliğinden sonra argüman edilenler ne kadar hakikat bilinmez ancak baş karıştırıcı.
Sadece futbolcular değil başı karışık olan aşikâr ki… Teknik yönetici Domenico Tedesco’nun Dinamo Zagreb maçı 11’inin dizilişi, rakibi tahlil etmek ile bile açıklanamaz. Bu dizilişle baştan Semedo, Kerem, Asensio ve En Nesyri’yi etkisiz hale getirdi hoca.
Semedo, orta alanda oynarken Çağlar, onun gerçek yerini doldurmaya çalışıyor, Fred ve İsmail yedek oturuyordu. Hırvat grubuna hürmet duymakla birlikte bu kadar da çok değişikliğe paha miydi? Rakibin değil Fenerbahçeli futbolcuların başı karışmış üzereydi.
Tabii ki işlerin makûs gitmesi ve 2-1 yenik duruma düşülmesiyle olağana dönüldü. Fakat he deyince de tempo kazanılmıyor. Üstelik de rakibe skor üstünlüğü verilmişken.
Fenerbahçe’nin Tedesco idaresinde art geriye oynadığı maçlarda, “İlk maçların hele hele kendi kurmadığı ekiple günahı olmaz”. Eyvallah da dün geceki maçta Dinamoluları bile şaşırtan “cinlikler” ona yazılır. Aykut Kocaman ve İsmail Kartal savları yanlışsız mu bilinmez ancak Tedesco’nun kimi atılımları lehine not edilmiyor.
Bütün bunların dışında art geriye oynanan maçlarda rakiplerin çok da özel bir top oynamadan aldıkları puanlar düzgüne işaret değil. Haklı olarak eleştirilen Mourinho’dan sonra bir şeylerin gelişmesi için beklemek gerekiyor ancak dönem başlamışken bu türlü vakit de yok.
Zaten Brown’ın, Nene’nin dünkü performansları içler acısı. UEFA Avrupa Ligi’nde 7 maç daha var. Sorun o da değil. Sorun hocasından oyuncusuna Fenerbahçe’de kimsenin dönemin daha bu noktasında iplerin elden kaçtığının farkında olmaması ya da farkındaysa da umurunda olmaması.



