‘Her bayan bir mücevher’
Seray Şahinler- Sanatçı Sinan Turaman’ın Didart-milano’da düzenlenen standı sanatseverlerin büyük ilgisiyle karşılandı. Turaman’ın elmas üzere ışıl ışıl, ihtişamlı ve etkileyici kanvas portreleri bayanlara bir hürmet duruşu niteliğinde. “Waffle”, “Mercan”, “Nur”, ve “Digdem” isimli tabloların öne çıktığı stanttaki eserler sanatta esaslı bir geçmişe sahip olan Turaman’ın soyutlamadaki gücünü yansıtıyor. Turaman sergiyi Milliyet’e anlattı.
Portreleriniz çok ilgi cazibeli ve sanatseverlerin de beğenisiyle karşılandı. Standın seyahati nasıl başladı?
Outdoor Factory’nin kararlığı ve eşim Diğdem’in ağır uğraşları sonucunda Milano’da galeri açılmasıyla birlikte benim yine fotoğraf sanatına gerçek müspet sürüklenişim başlamış oldu. Hatta birinci profesyonel standım diyebilirim. Tahminen göz ve el alışkanlığı da diyebiliriz; yaptığım tablolar da boyut olarak iki-üç metrelerde. Biraz daha ebatları ufaltmaya çalışıyorum. Kristalize, parlak yani mücevher parlaklığında portreler yapmaya başladım. Diğdem benden 8 Mart Dünya Bayanlar Günü için çalışma yapmamı istemişti. Her şey bu cümleyle başladı.
Sanatçının “Diamanti” isimli standı Milano Design Week kapsamında 7-13 Nisan ortasında açık olacak.
Eserlere baktığımızda hem portreler hem tekniği merak uyandırıyor. Tekniğiniz ve pratiğiniz nasıl şekillendi?
Aklıma birinci gelen “her bayan mücevher gibidir” cümlesinden yola çıkarak 24 portre ile 8 Mart’ın 24 saatine vurgu yapmak istedim. Natürel 24 adet yetişmedi. Outdoor Factory için şantiyelerde müze ve anıt parklar yaparken ortalarda fırsat buldukça koyduğum fırça dokunuşları ile ilerlemeye uğraş ettim. Sonuç olarak yağlı boya tabloların önünde hareket ettikçe oluşan parıltıları simler, reflektif folyolar ve kalınca döktüğüm epoksi vernik fakat odak noktasının dışında kalan yerlerin mat kalmasıyla sıkıntıyı çözdüğüme inanıyorum.
Tabloların isimlerine gelirsek… Ailemdeki bayan isimleri ile başlangıç yapmak istedim. “Waffle” ismi tahminen dikkati çekecektir fakat o da köpeğimizin ismi. Neredeyse 50 yaşıma geldim ve hâlâ ögrenecek, çalışacak o kadar şey var ki. Bu yaptığım fotoğraflarda de her birinde bir sonraki fotoğrafta kullanacağım tekniği öğrenerek, araştırarak yenilikleri hayatıma dahil etmeye çalışıyorum. Fotoğraf yaparken de anıt ve müze düşünmeden edemiyorum. Hatta çok daha yararlı oluyor.
Geçmişte şanssız formda çalınan yapıtlarınızla ilgili son durum nedir?
Üniversite yıllarımda başıma gelen şanssız bir olay gelmişti. Bir-iki yıllık reprodüksiyonlarım ve şahsi çalışmalarım okul atölyesinden kaybolmuştu. Tahminen de bu sebeple fotoğraf sanatından uzaklaşıp dizayna odaklandım. Şu anda Outdoor Factory için, kaybolmayacak büyüklükte anıtlar, müzeler ve parklar tasarlıyorum.
Estetiğin işlevselliği
Geleneksel materyalleri çağdaş tekniklerle yorumlayan, tabiat, mimari ve toplumsal alanlardan toplumsal dinamiklerin ve soyut kavramların dönüştürülmesini pratiğine temele alan Sinan Turaman, çeşitli galeri ve sanat fuarlarına katıldı. Turaman, estetik ve fonksiyonelliği birleştiren yorumuyla öne çıkıyor.Turaman, başta Türkiye ve Özbekistan olmak üzere çok sayıda müze ve anıt tasarladı.
