Fidye için mezarda çığlık çığlığa 3 gün! ‘Kaçırıldım’ pozu verdi, her ayrıntısı ürpertiyor
Derleyen: Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr – Diri canlı gömülmek… Birçok insanın kâbusu olan bu müthiş senaryo, 1968 yılında genç bir üniversite öğrencisi için gerçeğe dönüştü. Olayın başrolünde, 20 yaşındaki Barbara Jane Mackle vardı. Üstelik bu kaçırılma öylesine sansasyonel bir hale geldi ki, ABD Başkanı Richard Nixon bile devreye girmek zorunda kaldı. Tam 80 saat boyunca, toprağın 45 santimetre altında karanlık bir kutuda ömür gayreti veren Barbara’nın öyküsü, üzerinden on yıllar geçse de unutulmadı.
DEDEKTİF KILIĞINDA GELDİLER, SONRASI KABUS
ABD’nin Georgia eyaletindeki Atlanta Emory Üniversitesi’nde okuyan 20 yaşındaki Barbara Jane Mackle’ın babası Robert Mackle, bölgenin en büyük inşaat şirketlerinden biri olan ve tam 65 milyon dolar pahasındaki Deltona Corp’un sahibiydi. Jane Mackle’ın kardeşleri de bu işte çalışıyordu. Robert Mackle çok nüfuslu biriydi ve o devirde misyonda olan senatör George Smathers ve lider seçilen Richard Nixon da dahil olmak üzere yüksek mevkilerde arkadaşları vardı. Mackle ailesi hem yaşadıkları bölgede hem de Florida bölgesinin sayılı zenginlerindendi lakin bunun bir bedelinin olabileceğini hiç düşünmediler.
Barbara Jane Mackle 17 Aralık günü okuldayken kendisini berbat hissetti ve annesini arayıp onu erken almasını rica etti. Barbara ve annesi konuta gitmekten vazgeçip yakınlardaki bir otele yerleştiler ve baş başa kalıp sohbet edebilecekleri bir gece hayal ettiler. Barbara’nın ağabeyi de onları o gece otelde ziyaret etti lakin sonrasında yanlarından ayrıldı. Anne ve kız odalarında uyurken sabaha karşı 04.00’te tabir yerindeyse kızılca kıyamet koptu. Mackle’ların kaldığı odanın kapısı çalındı ve iki dedektif onlara tam birkaç saat evvel oradan ayrılan Stewart Mackle’ın otomobilini tanım etti ve beraberinde bir kazaya karıştığını söyledi. Jane Mackle bunun üzerine bir hışımla kapıyı açıp daha fazla ayrıntı öğrenmek isterken karşısında duran iki tane siyah maskeli adamla burun buruna geldi. Adamlar saniyeler içinde bayanları etkisiz hale getirdi Jane’i bağladılar ve Barbara’yı da kaçırdılar.
DÖNEMİN BAŞKANI OLAYI YAKINDAN TAKİP ETTİ
Jane Mackle kısa bir mühlet sonra kendine gelip polisi aramayı başardı lakin o sırada Barbara, onu kaçıranlar tarafından Atlanta’nın kuzeyine götürülmüştü bile. Barbara kaçırıldıktan sonra aileye telefon geldi: Kızları için 500 bin dolar fidye isteniyordu. Baba Robert Mackle, talimatlara harfiyen uyarak içinde yüklü parayla dolu valizi Biscayne Körfezi’ne bıraktı. Fakat işler tekrar zıt gitti. Yöredeki bir vatandaş teknenin yanaştığını fark edince polisi aradı. Olay yerine gelen takım FBI’dı. Böylelikle hatalılar kıskıvrak yakalanmak üzereyken ellerindeki valizi bırakıp kaçtı.
İlk teşebbüs başarısız oldu lakin FBI’ın da devreye girmesiyle yeni bir plan yapıldı. Bu defa fidye teslim edildi fakat Barbara tekrar de özgür bırakılmadı. Fidye ödemesi engellendikten sonra Robert Mackle FBI ile birlikte çabucak ikinci bir bırakma planı yapmaya başladı. Parayı hatalılara bırakmaya yönelik ikinci teşebbüsünde Robert başarılı oldu. Aile, 12 saat boyunca Barbara’nın özgür bırakılmasını telaşla bekledi. Lakin kızları zaten meskene gelmedi. O sıralarda FBI, Barbara’yı Georgia eyaletinin Gwinnett ilçesinde yerin 45 santimetre altına gömülü bir tabutun içinde buldu.
GÜLÜMSEYEREK POZ VERMESİNİ İSTEDİLER
Yetkililer, kızın yerini tespit etmek için vakte karşı yarışırken Barbara, yerin tam 45 santimetre altında, özel olarak hazırlanmış bir ‘canlı mezarın’ içindeydi. Kutunun içi epeyce sistematikti: Havalandırma boruları, bir lamba, yiyecek ve içme suyu, hatta su basması durumunda kullanması için küçük bir pompa bile konmuştu. Eline “Kaçırıldım” yazılı bir kart verilmiş, bununla fotoğrafı çekilmişti. Böylelikle ailesine bir “yaşıyor” iletisi gönderilmişti. Barbara’yı kaçıranların emeli onu öldürmek değildi lakin her bakımdan maksatlarına ulaştıklarını söylemek mümkündü.
Tabutun içine hava girecek biçimde delikler açtıkları üzere yeniden içinde ışık da vardı. Ancak Barbara Mackle canlı diri tabuta yerleştirildikten kısa bir mühlet sonra ışıklar patlamış ve 80 saatten fazla yani yaklaşık 3 gün boyunca 20 yaşındaki genç kız orada karanlığın içinde hayatta kalmayı başarmıştı. 80 saatin sonunda yetkililer tarafından sağlıklı bir biçimde ailesine kavuşturulan Barbara Mackle yıllar sonra Nixon’ın da tavsiyesi üzerine yaşadıklarını yazdığı ‘Şafağa 83 Saat Kala’ isimli kitabında günlerce çığlık attığını “Toprağın üstündeki ses gitgide uzaklaştı. Sonunda üstten hiçbir şey duyamadım. Ondan sonra uzun müddet belirli aralıklarla çığlık attım” diyerek anlatmıştı.
YAŞADIKLARI SİNEMA OLDU
Barbara, yaşadığı dehşete rağmen bulunduğunda şaşırtan formda yeterli durumdaydı. Yetkililer Florida’daki Coral Gables’taki ailesinin konutuna gönderdi. Başkan Nixon da onu şahsen ziyarete geldi. Bu ortada FBI onu kaçıran iki kişinin peşindeydi. Birinci olarak George D. Deacon’ı takma isim olarak kullanan 23 yaşındaki Kaliforniyalı mahkum Gary Steven Krist için arama buyruğu çıkarıldı. Suç ortağı ise 26 yaşındaki Ruth Eisemann Schier’di. Uzun süren araştırmaların akabinde Gary Steven Krist Florida kıyılarında bulundu, Ruth Eisemann Schier ise bir iş başvurusu yaptığı sırada parmak izi vermesiyle yakayı ele verdi.
Barbara Mackle’ı sadece para uğruna kaçıran bu iki adama ömür uzunluğu mahpus cezası verildi lakin 10 yıl mahpusta kaldıktan sonra özgür bırakıldılar. Barbara Mackle ise yaşanan bu olaydan sonra hayata sıkı sıkıya sarıldı ve kendisine bir aile kurarak hayatına devam etti. Barbara Mackle’ın yazdığı ‘Şafağa 23 Saat Kala’ isimli kitap iki farklı televizyon sinemasına uyarlandı.
