Bir transfer güldürüsü

Galatasaray’da bir transfer öyküsü yaşandı. O denli çok da ortaya çıkıp dallanıp budaklanmadı. Lakin bana değişik geldi.
Biliyorsunuz bir müddet evvel Lider Dursun Özbek, Florya’da transferlerden sorumlu yöneticilerle bir toplantı yaptı. Oradan da ayrıntılar çıkmadı. Aslında bu toplantı tam bir fırça toplantısıydı.
Olay Skriniar transferi…
Gerçekten tam bir fiyasko. Hem de o denli bu türlü değil…
Skriniar’ı Okan hoca bilhassa istiyordu.İki yönetici birbirleri ile hiç konuşmadan kolları sıvadılar. İkisi de ön plana çıkmak için harekete geçti.
Ortada ne plan var ne proje. Birbirlerinden hiç haberleri yok.
Abdullah bey menajer Gardi ile çalışıyor. İbrahim bey de Fransızca bilen bir Türk menajerle.
İki taraf Paris’e farklı ayrı gidiyor. PSG ile başka farklı masaya oturuyor. Bir o içeri giriyor, sonra başkası.
Herkes başka pazarlık yapıyor. Bonservis, imza parası, futbolcu maaşı birbirine girmiş durumda. Doğal bir de her iki yönetici de kendilerine yakın gazetecilere daima haber uçuruyor. Yani her baştan bir ses çıkıyor.
Bir de bunun PSG tarafı var. Kendinizi onların yerine koyun.
Kim bilir nasıl gülüyorlardı. Gerçek bir güldürü…
Sonra ortaya Fenerbahçe giriyor iki günde transferi bitiriyor.
Peki siz olsanız Skriniar’ı kime verirsiniz?
Olan alışılmış ki gazeteci arkadaşlara oldu. İki taraf da daima “bitiriyoruz, bitti” diye haber uçurunca onlar da yazdı, durdu. Sonra da Fenerbahçe oyuncuyu aldı hepsi açıkta kaldı.
Olay patlayınca da Dursun lider Florya’da iki yöneticiyi hizaya getirip hesap soruyor.
Gazetecilerle konuşmalarını yasaklıyor. Sonra da herkesin birlikte çalışmasını isteyip misyon taksimi yapıp gönderiyor.
Ama sonuç Skriniar Fenerbahçe’de.
Bu ciddiyetsizliğe olağan sonuç…

Ferhat Gündoğdu beyefendi…

Hakemliğin başında bir lider var ki vallahi konutlara şenlik.
Böylesini ne gördük, ne duyduk.
Ve bu arkadaş inanılmaz bir biçimde takviye görüyor. En anlamadığım taraf ise bu.
Fenerbahçe-Rizespor maçının hakemini içtimaya çekmiş. Ghezzal’e gösterilen kırmızı için.Biliyorsunuz Ghezzal maç sonunda neden kırmızı kart gördüğünü de kendi toplumsal medya hesabından açıkladı. Özcesi sarı karttan sonra küfür etmiş.
Aslında Ghezzal’in bu açıklaması büyük dert yarattı. Zira algı yapılacak en kıymetli malzemeyi yerle bir etti.Ama bahis bu değil.
Ferhat Gündoğdu maçın hakemi Burak Pekkan’a neden kırmızı gösterdiği konusunda fırça atıyor.
Diyor ki “Silahını çabucak çekip futbolcunun başına kalbine ateş etme. Evvel ikaz ateşi yap…”
Benzetme tek söz ile rezalet. Böylesini ne gördük ne duyduk…
Ama burada öteki bir husus var…
Hakeme açıkça diyor ki “eyyam yap” ya da “kulağını tıka..”
Ben o denli anlıyorum.İyi de arkadaş Ghezzal küfür ediyor. Hakem de duyuyor. Bunun nesini örtbas edecek. Üstelik bütün futbolcular etrafında. Hepsi duymuş…
Peki hakem prestiji, sonraki dakikalarda hali ne olacak.
Bu nasıl bir MHK başkanlığı?
Şimdi bu konuşmadan sonra hangi hakem kendisine küfür edildiğinde haklı bir reaksiyon gösterecek?
Hoş çok da şaşırmıyorum. Bu ülke canlı yayın sırasında hakemin kulağının tabanında birebir küfürü üç sefer edip sarı kart bile görmeyen futbolcular gördü. Adamlarda mide geniş.
Neymiş demek ki balık baştan kokarmış.
Bir bomba daha var.
Gündoğdu hakemlere geçtiğimiz günlerde yani şubat ayı içinde bir yazı gönderiyor. İhtar yazısı…
Bir unsuru diyor ki “Bir maçta 5 oyuncu değiştirilir…”
Allah allah…Fıkra da bu kadar…

Serkan Çınar ve Ali Palabıyık

Biliyorsunuz bu iki eski hakem son günlerde ortaya saçtıkları itiraflar ile kimi hususlara açıklık getirdiler.
Serkan Çınar Rizespor-Galatasaray maçında Onyekuru’nun penaltı durumunda, Ali Palabıyık da Adana Demirspor-Fenerbahçe maçında el münasebeti ile iptal edilen Mert Hakan Yandaş’ın golünde VAR’a inanarak karar vermişler.
İkisi de kabahati VAR’a atıyor.Ama burada ortak bir durum var. İki hakem de konumlardan emin değil. Hatta görmüyorlar. Ne Onyekuru’nun penaltısını, ne de MHY’nin topun eline çarpmasını.Ya tamam cürmü VAR’a atıyorsunuz da siz görmediğiniz durumlarda o kararları nasıl veriyorsunuz?
VAR’a “Ben burada bir şey görmüyorum” demek çok mu sıkıntı.
Palabıyık “topun MHY’nin eline çarptığını hissettim” diyor. Lakin bir delil göremiyor yeniden de golü iptal ediyor.
Ve bu iki maç ligin baht maçları. Olanlar oluyor. Atı alan Üsküdar’ı geçiyor.Sonra da pişmanlık kelamları.
Bugün olsa Çınar o penaltıyı vermeyecek, Palabıyık da o golü verecek.
Sonra da “Bizim hakemliğimizi bitirdiler” diye ağlıyorlar…
Ama sizin yüzünüzden milyonlar ağladı…
Tam bir Türk hakemliği portresi…
Bari konuşmayın susun.