Dünyaya bir defa gelir bin defa yaşarsın

Seray Şahinler – “Dünyaya bir defa geliyorum…” Yaşamayı seven, hayatın getirilerinin götürülerinin farkında olan ve bunları alıp kabul eden insanların en hoş manifestosudur bu kelam. Dünyaya bir sefer geliriz fakat aldığımız her kararla, ‘yeniden doğarız’. Sonsuz olasılıklar şekillendirir hayatımızı.
Deniz Doğruyol da yeni standı “Bir Sefer Oldum, Bin Sefer Doğdum”da işte bu keşfin ve yine var olmanın sonsuz hâlleri üzerine düşünüyor.
Ataköy Baruthane’de açılan standın küratörlüğünü Ceylan Önalp üstleniyor. Doğruyol’un Carl Jung’un arketip kuramından ilham alan standı, geçmişten gelen kırık modülleri dönüştürerek yeni bir benliğe alan açıyor.
İç sesini dinle
Sergide, sanatkarın el yazısıyla duvarlara yazılmış kısa cümleler, izleyiciyi sürece dâhil eden kâğıttan tuzluklar, dilek ağacı üzere yerleştirmeler var. Bu söz ve yerleştirmeler, ziyaretçileri kendi iç sesini dinlemeye ve standın bir modülü olmaya davet ediyor. Önalp’ın tek modül yerleştirme tercihiyle Baruthane’nin duvarlarında sanatçı ve seyirci ortasında bir dertleşme alanı kuruluyor.
Doğruyol, papier-mâché (kâğıt hamuru) tekniğiyle ürettiği heykelleri, tekrar kendi yazdığı yazılarla tamamlıyor. Geri dönüştürülmüş kâğıtlar, kırık nesneler ve ferdî izlerden oluşturduğu figürlerle geçmişten gelen modülleri tekrar bir ortaya getiren sanatçı, onlara yeni bir benlik kazandırıyor. Stanttaki figürler, kayıp, dönüşüm ve yine doğuş temalarıyla ferdî bir ritüel alanı sunmuş.
İBB Kültür ve İBB Miras’ın katkılarıyla gerçekleşen “Bir Defa Oldum, Bin Sefer Doğdum” standı, pazartesi hariç her gün Ataköy’de bulunan Baruthane’de fiyatsız olarak görülebilir.

‘Bir müsabaka alanı’
Deniz Doğruyol, “’Kendimi unuttuğum yerde kendime sarıldım’ kelamlarıyla başlamak istedim. Zira buraya gelen tüm izleyicinin burayı kendiyle buluştuğu mabedi olarak hissetsin diye düşündüm. Burada kendi dönüşümlerim var fakat herkes kendisiyle de bir dönüşüm içerisine girsin istedim. Temelinde burası hem izleyici için hem kendim için bir hatırlatma alanı” derken küratör Ceylan Önalp, “Fiziksel olarak bir sefer gerçekleşen dünyaya gelme ve var olma durumunu yaşarken binlerce sefer yine doğup kendimizi geliştirme ve diğer şeylere dönüştürme fikriyle tamamladık. Kendi karanlık ve aydınlık taraflarımızla barışmak da diyebiliriz buna. Karşılaştığınız her şey bütün yanlarımızı temsil ediyor” kelamlarıyla sergiyi anlatıyor.