Dönüşüme kendinden başla

Melisa Vardal – İstanbul’un sürdürülebilir hayat ve yaratıcılık platformu Upcycle İstanbul’un konut sahipliğinde gerçekleşen Upcycle İstanbul Arka & Design Şenliği, dördüncü yılında da ağır ilgi görüyor. “Dönüşüme Kendinden Başlamaya Var Mısın?” sloganıyla 15 Mayıs Dünya İklim Günü’nde kapılarını açan şenlik, bugün son sefer ziyaretçilerini ağırlıyor. Üç gün boyunca Müze Gazhane’nin tarihi atmosferinde sanat, tasarım ve etraf şuurunu bir ortaya getiren şenlik; stantlar, atölyeler ve söyleşilerle sürdürülebilirliğe dikkat çekiyor. Kaynakların faal kullanımı, sorumlu tüketim ve iklim krizine karşı kişisel farkındalık üzere hususları sanat ve tasarım aracılığıyla görünür kılan şenlik, tıpkı vakitte kolektif sorumluluk hissini de güçlendirmeyi amaçlıyor. Atık materyallerin yine yorumlandığı projeler, ziyaretçilere tabiata, geleceğe ve birbirimize karşı duyduğumuz sorumluluğu yine hatırlatıyor.

Sürdürülebilirlik vurgusu

Upcycle İstanbul Arka & Design Festivali’nin değerli duraklarından biri de “Dönüşüme Kendinden Başla” standı. Şenlik temasına paralel olarak geri dönüşüm ve sürdürülebilirlik ekseninde şekillenen stant, farklı disiplinlerden sanatkarların atık materyallere getirdiği yaratıcı ve özgün yorumlarla ilgi topluyor. Süleyman Yılmaz’ın “Kirli Küçük Sır” isimli medya enstalasyonu, standın en etkileyici işlerinden biri olarak öne çıkıyor. Uzaktan bakıldığında bir fabrika bacasından yükselen dumanı andıran bu eser, yaklaşıldığında ise atık plastik gereçlerin ustalıkla bir ortaya getirilmesiyle oluşturulduğu fark ediliyor. Sanatçı, bu çarpıcı kontrast aracılığıyla endüstriyel üretimin etrafa verdiği ziyana ve tüketim alışkanlıklarının karanlık yüzüne dikkat çekmeyi başarıyor. Bir kısım üzerine asılı beyaz elbise ve altındaki ayakkabılar Ayşegül İzer’in sürdürülebilirliğin kırılgan ancak dirençli tabiatına yaptığı şiirsel bir gönderme olarak karşımıza çıkıyor. Orçun Beslen’in bir ayna üzerine kazıdığı “Ne İçin Yaşıyoruz?” sorusu, ziyaretçileri kendi iç dünyalarına yanlışsız bir sorgulamaya davet ederken Rosalin Akgün’ün “Pine (Yama)” isimli yerleştirmesi ise çay posası ve kahve telvesi üzere mutfak atıklarından elde ettiği biyoplastik ve bioderi yamalarla sürdürülebilirlik ve dayanışmayı buluşturuyor.

Bugün son gün!

Festivalin sembolik projelerinden olan Dayanışma Kesesi, Hataylı depremzedeler tarafından üretilen atık kumaşlarla dikildi. İstanbul’da bir dayanışma köprüsüne dönüşen bu dev kese, ziyaretçilerin bir dikiş atarak yahut yanlarında getirdikleri hijyen eserleri, kitap, okul eşyası, giysi ve besin üzere materyalleri bağışlamalarıyla kolektif bir güzelleşme daveti sunuyor. “Hatay’dan İstanbul’a Uzanan Kolektif Bir Dikiş Hikâyesi” isimli Dayanışma Kesesi, “Gelecekteki Kendime Mektup” ve öteki tüm atölyeler bugün saat 20.00’ye kadar Müze Gazhane’de ziyaretçilerini bekliyor.

Kendinize bir mektup yazın

Festivalin en dikkat alımlı etkinliklerinden biri, “Gelecekteki Kendime Mektup”. Bugünün dünyasından gelecekteki kendilerine seslendikleri mektupları özel bir kutuya bırakan ziyaretçiler; kimi vakit bir özür, kimi vakit bir umut ya da ihtar gönderiyorlar. İklim krizinin gölgesinde, kendilerine verdikleri sözleri ve gezegene duydukları sorumluluğu kaleme alan iştirakçilerin yaş aralığı geniş bir yelpazeye yayılırken yetişkinler satırlarca hislerini tabir ediyor, çocuklar ise gelecek hayallerini çizimleriyle anlatıyor. Bu mektuplar, bir yıl sonra sahiplerine postalanarak umutların izini sürmeye, hatta onun peşine düşmeye devam edecek.