‘Delirten hastalıktan’ 4 yıl sonra böyle kurtuldu: Bir daha olursam yaşamam
Karabağlar ilçesinde yaşayan 68 yaşındaki Zekiye Öztaran, yaklaşık 4 yıl evvel yüzünün sağ yarısında ‘elektrik çarpması’ şiddetindeki ağrıları nedeniyle hastaneye başvurdu. Hastanede yapılan tetkiklerde yaşlı bayana, halk ortasında ‘delirten hastalık’ olarak da isimlendirilen ‘trigeminal nevralji’ tanısı konuldu. Öztaran, ilaç tedavisine karşın yıllarca ağrılarından kurtulamadı.
Ağrıları nedeniyle uyuyamayacak ve iş yapamayacak hale gelen hasta, son olarak İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesine başvurdu. Burada Algoloji Uzmanı Doç. Dr. Emre Gölboyu kontrolünde, ‘gasser ganglion radyofrekans termokoagülasyon’ tedavisi uygulanan Öztaran, ağrılarından kurtularak sıhhatine kavuştu.
“BİR DAHA OLURSAM HERHALDE YAŞAYAMAM”
Tedavi olmanın memnunluğunu yaşayan Zekiye Öztaran, “İlk evvel diş çekimine gittim ve dişimi çektirdim. Yaklaşık 10 gün sonra yüzümde şimşekler çakmaya başladı. Tekrar birebir doktora gittim ve ‘elektrik çarpması var’ dedim. Hekimim da beni acil olarak nöroloji uzmanına yönlendirdi. Orada tedavi uyguladılar. Allah kimseye vermesin, düşmanıma bile. Yemek yerken elektrik çarpması üzere bir acı oluşurdu. Gerisinden ağrı girerdi. Çok berbat bir şey. Bir daha olursam herhalde ben yaşamam. Artık 15-20 gündür elektrik çarpması yok. Ama biraz ağrılarım var. Eskiye nazaran çok iyiyim”
“KISA SÜREN LAKİN HAYATI ZİNDAN EDEN BİR HASTALIK”
Hastalığa dair bilgiler aktaran Doç. Dr. Emre Gölboyu, “Hastamızın ağrıları ilaç tedavisine karşın güzelleşmiyordu. Bu hastalık, hastanın yüzünün bir tarafında, ‘şimşek çakması’ üzere ağrılar olarak kendini gösterir. Hastalık, kısa süren lakin hayatı zindan eden, yemek yemesini, diş fırçalamasını engelleyebilecek seviyededir. Hastaların kilo vermesini, bazen kazara bütün dişlerinin çekilmesine kadar sebep olabilecek kronik bir hastalık” dedi.
Doç. Dr. Gölboyu, uygulanan tedaviye yönelik yaptığı açıklamada, “En başta hastanın yaşını dikkate alıyoruz. Şayet çok genç yaştaysa ya da bunun sebebi bir MS hastalığıysa, bu türlü hastalarda daha çok ‘gamma knife’ tedavisi öneriyoruz. Lakin cerrahi süreci kaldıramayacak ya da yaşı ileri hastalarda Algoloji tarafından yapılan radyo frekans usullerini öneriyoruz. Biz de kliniğimizde günübirlik süreç formunda, floroskopi denilen röntgen makinesi kullanarak buradaki sonlara ulaşıyoruz ve bu sonları süreksiz bir müddet yakıyoruz. Bu sayede hastalarımız yaklaşık 2-3 yıl kadar, yükünde azalma, günlük işlerinde ve hayat kalitesinde artış, kilo alma, yemek yerken daha rahat etme üzere dönüşlerle bize gelmekteler” diye vurguladı.
“HASTAMIZIN AĞRILARI GİDEREK AZALDI”
Hastalığın tedavisinin yalnızca ameliyat ve ilaç olmadığını, birebir vakitte takım halinde çalışmanın da bu süreçte kıymetli rol oynadığına dikkat çeken Doç. Dr. Gölboyu, şunları kaydetti:
“Hastanın bu tedavi bütününe dahil olması kıymetli. Hastamızın şu an için ‘şimşek çakma’ stilindeki ağrıları giderek azaldı. Yemek yemesi daha rahatladı. Yüzüne dokunabiliyor, yüzüne rüzgar geldiğinde ağrı hissetmiyor. Göreli olarak daha rahat lakin ilaçlarını da büsbütün bırakamıyoruz. İlaçlarla takibine devam ediyoruz.”
“SADECE ALGOLOJİ TARAFINDAN YAPILMALI”
Uygulanan tedavi formülünün yalnızca uzman Algoloji tabipleri tarafından yapıldığını söyleyen Gölboyu, Türkiye’de Algoloji uzmanlık sayısının giderek arttığına da dikkat çekti. Türkiye’deki büyük merkezlerde sayılarının artmasıyla da ülkenin her yerinde bu tedavinin uygulanmaya başlandığının altını çizen Gölboyu, bu sürecin özellikli bir süreç olduğunu ve yalnızca Algoloji tarafından yapılmasını da değerle vurguladığını belirtti.
“GERÇEKTEN DELİRTEN BİR HASTALIK”
Zekiye Öztaran’ın oğlu Polat Kocaarapoğlu ise “Annem, sadece bu ağrıları yaşayacak diye sabahları kahvaltı yapmak, duşa girmek istemezdi. Yüzünü yıkayamazdı, dişlerini fırçalayamazdı. Çok az yemek yiyordu ve şiddetli ağrıları başlıyordu. Ağrıdan ötürü yerinden zıplıyordu. Sağ olsun hekimimiz bizimle çok ilgilendi. Şu an ağrıları yok, çok düzgün. Sahiden delirten bir hastalık” tabirlerine yer verdi.
