CHP lideri Özel’den ‘kayyum’ açıklaması
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “İsterse bütün vilayet idarelerine kayyım atasınlar. İsterse Cumhuriyet Halk Partisi’ne kayyım atasınlar. İsterse kendileri üzere olacak bir Cumhuriyet Halk Partisi için her türlü siyasi mühendislik için gayret harcasınlar. 100 yıl evvelki inanç, kararlılık, ruhla, birbirimize olan inanç ve sevgiyle, büyük bir yürekle biz yolumuzda yürüyeceğiz” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, parti genel merkezinde CHP’nin kuruluş haftası etkinliklerinin açılışına katıldı. Özel, Cumhuriyet Halk Partisi’nin resmi kuruluş müracaatının 9 Eylül 1923’te yapıldığını ve Osmanlıca olan bu dilekçenin bir örneğinin devlet arşivinde, bir örneğinin ise parti arşivinde ve kendi odasında olduğunu söyledi. Geçen sene delegelerin, verilen bir önergeyle 4-9 Eylül ortasındaki haftayı kuruluş haftası olarak ilan edip, bundan sonra da her sene bu haftanın özel ve güçlü bir temayla hem kutlanmasını, kutlama programının içinde de kesinlikle akademisyenlerin, bilim insanlarının, siyasetçilerin ve Cumhuriyet Halk Partisi’ne ilgi duyan, takip eden herkesin, bütün paydaşların olmasını istek ettiklerini belirterek, “Şimdi o haftanın birincisinin açılış günündeyiz. Ve bu haftayı nasıl değerlendireceğiz, bu hafta neler yapacağız bu bahiste paylaşımı birinci ağızdan ben yapmak istedim. Ve bir Bellek Müzemiz var biliyorsunuz. Her sene de bir öteki temayla Bellek Müzemizin önünde ve içinde bir standımız olacak. Bu sergiyi de birincisini sizlerle birlikte gezmek ve sizlere tanıtımına ben eşlik etmek istedim” diye konuştu.
‘GENÇLERLE KONUŞMADAN GELECEK TANIMI YAPAMAZSINIZ’
Özel, yarın akademisyenlerle, ilim insanlarıyla ve 600’ün üzerinde iştirakçiyle birlikte olacaklarını tabir ederek, “Ertesi gün bu sefer bir diğer sürecimiz var. Bir gelecek tanım ediyorsanız onları gençlerle konuşmadan, onların isteğini almadan, onların dediği üzere bir vizyon koymadan yapamazsınız. 250 gençle birlikte burada, binamızda olacağız. Ayrıyeten dış yerlerde, toplumsal aktivitelerde, tartışmalarda olacağız, konserlerde, koşularda olacağız. Lakin bu binada gençlik kollarımız ve gençlik siyasetlerini örgütleyen MYK üyemizin liderliğinde bu binada her birimiz 250 gençle. Kimisi dünya çapında alanında uzmanlaşmış, doktorasını yapmış genç arkadaşlarımızla. Kimisi üniversite öğrencileri. Kimisi lise öğrencileri, problemlerini, kaygılarını taşıyan gençlerle. Kimi ne konutta, ne istihdamda, mesken gençleriyle. Meskenini geçindirmek için motokuryelik yapanlarla ya da iş aramakla meşgul olup kendi alanı dışında mesleklerde çalışmak zorunda olanlarla. Lakin gençlerden en yanlışsız bir temsil heyeti ile birlikte; ‘Biz programımıza gençler için ne koyuyoruz ne biliyoruz, onlara nasıl bir Türkiye vadediyoruz?’ Bu kürsüden dedik ya ‘Gençler bu akşam bir seçim daha kalmaya karar vermişlerdir.’ O kalacakları Türkiye’yi kurabilecek miyiz? Kuracaksak birlikte ne yapacağız, nasıl başaracağız? Daima birlikte tartışacağımız bir birlikteliğimiz olacak” tabirlerini kullandı.
‘MİLLETİMİZE AĞIR BEDELLER ÖDETİLMEYE ÇALIŞILMAKTADIR’
Özel, ülke olarak tarihin en sıkıntı devirlerinden birini yaşadıklarını aktararak, “Hem ekonomik olarak bu türlü hem çok partili rejimin sokulduğu güç periyot açısından bu türlü. Hem yargı bağımsızlığı açısından, kuvvetler ayrılığı açısından bu türlü. Hem Sivas Kongresi’nde ve devamında o kongredeki ruhun beden bulmuş hali olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin münhasıran kullandığı yasama yetkisinin maalesef OHAL kaidelerinde tartışmalı, rejime kasteden bir anayasa değişikliği ile münhasıran kullanılacak bu yetkinin ortaklaşa kullanılması. Gri alanların tanımının sıkıntılı olması, karşı alana tecavüzlerin ortadan kaldırılacağı bir üst mahkeme yapısının olmaması, olanın da maalesef kararlarının gerisinden sık sık dolaşılması açısından çok sıkıntı bir periyodu yaşadığımızı, kaygısını anlatmak isteyenin yalnız, sesini yükseltmek isteyenin sesinin kısık kalabildiğini, aksi takdirde bunun aksini yapanların da en ağır biçimde cezalandırıldıkları, tutuklamanın bir ön infaz yoluna dönüştüğü, istisna olacak tutuklama önleminin esasa dönüştüğü bir sürecin içindeyiz. Ne yazık ki demokrasi ile vazifeye gelen bir iktidarın, demokrasi treninden inmesinin ve ülkeyi sandıkla değil baskıyla yönetme tercihinin ağır sonuçları bunlar. Ne yazık ki iktidara demokratik tehdit olan her kişi, her kurum ortadan kaldırılmak isteniyor. Bir kişi ve onun yanındakiler iktidarda kalsın diye milletimize ağır bedeller ödetilmeye çalışılmaktadır” dedi.
‘TÜRKİYE’DE ÇOK PARTİLİ SİYASET TEHDİT ALTINDADIR’
Özel, Türkiye’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çıkarlarıyla milletin çıkarlarının birbirinden ayrıldığını söyleyerek, “Cumhur İttifakı’nın çıkar ve maksatları ile milletin beklentileri birbirinden ayrışmıştır. Erdoğan kendi çıkarları için her şeyi feda edebilecek durumdadır. Milletin refahı ve huzuru da buna dahildir. Bu nedenle Türkiye’de çok partili siyaset tehdit altındadır. Bu nedenle milletimiz her gün daha da fakirleşmektedir. Ve maalesef bu milletin yoksulluğunu gidermesi gerekenlerin, rezervler biraz toparlanınca ‘yeni şoklara hazırlıklıyız’ dedikleri ve onlarla birebir yerden talimat alan savcıların yeni şokları ülkeye yaşattığı günlerdeyiz. Buna karşılık ne yapacağız? Kararlılığımız kesin. Bir mevzi olarak Cumhuriyet Halk Partisi’ni savunma, peşinde ve niyetinde değiliz. Bir cephe olarak demokratik siyaseti savunmaya devam edeceğiz. Bu cephe savunuculuğu elbette yalnızca bir siyasi partinin değil; milletin ve demokratik siyaseti savunan tüm partilerin ortak kararlılığıyla olacaktır, hareketliliğiyle olacaktır” tabirlerini kullandı.
‘BU HAFTA ATILACAK OLAN İKTİDAR YÜRÜYÜŞÜNÜN ADIMIDIR’
Özel, son bir yılın çaba, emek ve gücüyle, önümüzdeki bir haftanın profesyonelliğiyle, titizliğiyle burada olduklarını söyleyerek, “Kuyu kazanları, çamur atanları, onları o düzeyde, o çamur girdabı içinde birlikte debelenmeye, etrafa çamur sıçratmaya, o çamurun içinde debelenmeye, Türkiye’yi sürükledikleri o çukurda debelenmeye davet ediyorum. Onların dışındaki bütün yurtseverleri, ülkeyi o çamur deryasına değil; aydınlık, hoş, pak, parlak ve varlıklı yarınlara birlikte yürümeye davet ediyorum. Bu davet; bu yürüyüşün davetidir. Bu hafta atılacak adım; iktidar yürüyüşünün adımıdır. Bundan sonra hiçbir şey o çamur, çirkeflerin istediği üzere olmayacak. İsterse bütün vilayet idarelerine kayyım atasınlar. İsterse Cumhuriyet Halk Partisi’ne kayyım atasınlar. İsterse kendileri üzere olacak bir Cumhuriyet Halk Partisi için her türlü siyasi mühendislik için uğraş harcasınlar. 100 yıl evvelki inanç, kararlılık, ruhla, birbirimize olan inanç ve sevgiyle, büyük bir hamasetle biz yolumuzda yürüyeceğiz. Onları o çamur deryasında birbirlerini çamurlamaya, etrafa çamur atmaya devam etmeye, milletimizi aydınlık, müreffeh, güçlü, güçlü ve keyifli yarınlara Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi ile bir sefer daha yürümeye davet ediyorum” diye konuştu.
Özel konuşmasının akabinde, genel merkezde düzenlenen ‘102. Kuruluş Yıl Dönümü Program Sergisi’ni gezdi.
