Burası Türkiye! Binlerce kişi sabahın erken saatlerinde akın etti, halkı ırmakta selamladı
Edirne’de 3-6 Mayıs tarihlerinde kutlanan baharın habercisi, UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası listesindeki Kakava ve Hıdırellez Şenlikleri, bu yıl Türkiye’nin dört bir yanından gelen binlerce kişinin iştirakiyle kutlandı. Sarayiçi’ndeki tertipte, dün büyük Kakava ateşi yakıldı, Romanlar, yerli ve yabancı binlerce kişi, dans edip eğlendi.
Etkinliğin son gününde ise sabahın birinci ışıklarıyla cümbüşlere katılanlar, dileklerini yazdıkları kağıtları Tunca Irmağı’na bıraktı. Edirne Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın’ın da katıldığı Tunca Irmağı kenarındaki dilek dileme etkinliğinde, Roman çeribaşısı Fikri Ocak da, su üzerinde kayıkla gelerek vatandaşları selamladı.
Etkinlik kapsamında, kapıya asınca rahmet getirdiğine inandıkları ağaç kollarını koparan iştirakçiler, geleneklerini yerine getirmenin memnunluğunu yaşadı.
ANTALYA’DA HIDIRELLEZ COŞKUSU; DİLEKLER DENİZLE BULUŞTU
Hıdırellez, Antalya’da çeşitli ritüellerle kutlandı. Dileklerini ve isteklerini, çizdikleri kağıtları günün birinci ışıklarıyla suyla buluşturmak isteyenler, sabah erken saatlerde Konyaaltı Kıyısı ve Düden Şelalesi’nin denize döküldüğü Gençlik Parkı’nda yoğunluk oluşturdu. Vatandaşlar, dileklerini çizdikleri kağıtları ve yanlarında getirdikleri çakıl taşlarını suya bıraktı. Dileklerini akşam hazırlayamayanlar ise şelalenin başında yazdı. Kimi bireyler, denize attıkları kağıtların gerisinden dilekleri için dua ederken, kimileri ise kıyı kenarında oturarak Kur’an okuyup namaz kıldı.
Bu sene Hıdırellez için Konyaaltı Kıyısı’na gelenlerin yoğunluğu dikkati çekti. Yazdan kalma havayla bir arada vatandaşlar, günün birinci ışıklarında soluğu kıyıda aldı. Kıyıya gelenler dualarını edip dileklerini suya attıktan sonra bir mühlet kumsalda oturdu.
DİLEKLER ŞELALEDEN BIRAKILDI
Yine çok sayıda kişi, dileklerini gerçekleştirmek umuduyla Gençlik Parkı’na akın etti. Vatandaşlar, ellerinde dilek kağıtları ve gül yapraklarıyla Düden Şelalesi’nin denize döküldüğü noktada yoğunluk oluşturdu. Yaşlısından gencine birçok kişi dileklerini şelaleye bırakırken, bazıları ise kağıtlara yazdıkları dileklerini suya bırakmadan evvel mum yaktı. Kimi şahıslar de dua ederken gözyaşlarına hakim olamadı. Duygusal anların yaşandığı parkta, klâsik Hıdırellez ritüelleri güneş doğana kadar sürdü.
‘SAĞLIK, MEMNUNLUK VE HUZUR DİLEDİK’
Her yıl sistemli olarak dileklerini denize bıraktığını belirten Bircan Yılmaz, “Kırmızı bir kesenin içine hem dileklerimizi yazarız hem de bozuk para koyarız. Akşamdan bir gül tabanına ya da saksıya bırakırız. Sabah erken saatlerinde de şelaleye gelip dileklerimizi suyla buluştururuz. Çocuklarımız için dileklerde bulunduk. Sıhhat, memnunluk ve huzur diledik” dedi.
Evde de farklı ritüeller yaptıklarını kaydeden His Duymazer ise “Başta sıhhat, memnunluk ve huzur diledik. Ülkemiz için barış dolu bir yıl olmasını istiyoruz. Ekonomik açıdan daha yeterli bir hayat diledik. 9 yıldır bu geleneği devam ettiriyorum. Cüzdanımı ve camları akşamdan açık bırakıyorum. Meskenin içinde küçük kaselere şeker, tuz ve pirinç koyup meskenin farklı noktalarına yerleştiriyorum. Dileklerimi yazdığım kağıdı da erkenden gelip denize atıyoruz” tabirlerini kullandı.
‘ZAMANLA GELENEK VE ÇAĞDAŞLIK İÇ İÇE GEÇTİ’
Hıdırellez ritüellerinin yıllar içinde değişiklik gösterdiğini kaydeden Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden Halk Edebiyatı Uzmanı Prof. Dr. Zekeriya Karadavut, “Hıdırellez, genel olarak bir bahar bayramı üzere algılansa da aslında daha derin bir mana taşır ve bir ‘yılbaşı’ olarak kutlanır. Hıdırellez, yine doğuşu ve başlangıcı temsil eder. Hem günlük ömrümüzün birtakım evrelerini bu merasimle ilişkilendiririz hem de klasik kültürümüzün ögelerini bu inançtan beslenen öğelerle süsleriz. Vakitle gelenekle çağdaşlık iç içe geçti. Evvelden daha klâsik ritüellerle kutlanırken, bugün bu kutlamalar çağdaş bir form kazandı. Lakin beşerler hala bu kültüre bağlı kalıyor. Başlangıçta, Hıdırellez daha çok dinî ögeler içeren, ritüel kökenli bir yapıdaydı. Evvelce Hıdırellez’de suyun etrafında dolaşmak, çimenlerde yuvarlanmak, ateş yakmak ve onun üzerinden atlamak üzere ritüeller yapılırdı. Bugün ise inanç ögeleri zayıfladığı için kutlamalar daha çok cümbüşe dönüştü” dedi.
