‘Biz kimiz?’
Melisa Vardal- “Ben kimim?”, insanlık tarihi kadar eski; her periyodun ve her coğrafyanın insanını meşgul etmiş, farklı disiplinlerde ve farklı anlatılarla yankı bulmuş bir soru. Pekala “Sanat nedir?”. Bu soru da en az birincisi kadar çetrefilli ve çok katmanlı. Sanat, bir söz biçimi mi, bir bağlantı aracı mı, yoksa bir mana arayışı mı? Her sanatçı, kendi tecrübeleri, kendi bakış açısı ve kendi iç dünyasıyla bu soruya farklı bir karşılık veriyor. İşte bu iki kadim soru, sanatçı Cem Güventürk’ün “Ay, Güneş ve Ay” başlıklı standının temelini oluşturuyor. Müze Gazhane’de İBB Kültür ve İBB Miras’ın katkılarıyla açılan stant, Güventürk’ün özgün sembolizmi ve karikatürist kimliğinden beslenen anlatımıyla bu sorulara yeni bir soluk getiriyor.
Sohbet eden tablolar
Sergide izleyiciyi birinci önce üç farklı ışık hüzmesiyle aydınlatılan cümleler karşılıyor: “Uyumak için uyku haplarınızı alın”, “Uyanmak için içinize dönün” ve “Rüya görmek için dışarı bakın”. İnsanın iç ve dış dünya ortasındaki seyahatine, uyku ile uyanıklık ortasındaki gelgitlerine ve hayal ile gerçeklik ortasındaki alakaya dikkat çeken cümleler sergiyi gezerken ziyaretçilerin akıllarında onlara yoldaşlık ediyor. Standın merkez noktasında duran ‘ay ve güneş’ figürleri insanın iç dünyasındaki çatışmaları, varoluşsal tasaları ve mana arayışının bir yansıması olarak yapıtlarda yer alıyor. Güventürk’ün yapıtlarında dikkati çeken en kıymetli özelliklerden biri de bildirilerin yalnızca görsel olarak değil, yazılı olarak da tabir edilmesi. Karikatürist kimliğinin tesiriyle sanatçı, yapıtlarına iliştirdiği sözlerle izleyiciyle âdeta bir diyalog kuruyor; bu iletiler, bazen bir ikaz, bazen bir sorgulama, bazen de bir umut ışığı oluyor… Güventürk’ün yapıtları, yalnızca tuvallerle sonlu kalmıyor; duvarlara taşan iletiler, dönen tabloların altından çıkan tabirlerle stant yaşayan bir organizmaya dönüşüyor. Stantta Güventürk’ün farklı tekniklerle ürettiği tuval üzerine 25, kâğıt üzerine 14 tablosu ve beş heykeli yer alıyor. Yapıtlarıyla mana, vakit ve varoluş üzerine derin bir fikir seyahatine davet eden Güventürk, Albert Camus’nün “Sisifos Söylemi” ile “Yabancı” yapıtlarından ilham alıyor; varoluşun uyumsuzluğunu sanatına yansıtarak sıradan hayatı kutlayan ve umudu yücelten bir bakış açısı sunmayı hedefliyor. 13 Nisan’a kadar ziyaret edilebilecek “Ay, Güneş ve Ay” standı tıpkı vakitte bir varoluşsal seyahat, bir mana arayışı ve bir iç hesaplaşma olarak sanatseverlerin uğraması gereken duraklar ortasında yer alıyor.
