Bas bas paraları Osimhen’e…
Hiç düğün ve cenazenin bir ortada olduğu görülmüş şey mi?
Victor Osimhen için söz-nişan yüzüklerini takacaksın, akabinde da düğün alayında dört dönüp kıvranacaksın. Minimum fiyatlı damat adayından iki metre altın zincir, 5 burma bilezik istemek üzere bir şey…
El mahkum, “geline” yakışanı almak zorundasın, ancak düğün ile taziye meskeni ortasında incecik bir çizgidesin.
Elbette Osimhen… Muvaffakiyete giden yolda altın pahasında bir yol arkadaşı.
Gerekli mi? Yüzde 100… Bu türlü bir futbolcu, dünyada kaç tane? Siz deyin 5, ben diyeyim 10…
Ama kızmadan, renk körü olmadan ne olur durun, elinizi kalbinizin üzerine koyun:
Türk futbolunun kalibresi, 75-80 milyon euro verip, futbolcu alacak kapasitede mi?
Ah Mustafa Cengiz ah! Emanetin nereden nerelere geldi? “Bas bas paraları Leyla’ya” diye eleştirdiğin rakibin, alanda yenemedi lakin saha dışında kendi evlatların, sermayeyi kediye yükledi.
Sermaye artırımı mı? Hem küçük yatırımcının cebini etkiledi hem de harcama limitlerini… “Daha çok harca” demenin, finansal yolu oldu güya… İşin doğru-düzgün yapılıp yapılmadığını bilemem. O iş, SPK’nın uzmanlık alanı… Küçük yatırımcıyı koruyacak olan da onlar, ortalıkta dönen parayı da…
Bunu yalnızca Galatasaray olarak algılamamak gerek. Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor da tıpkı kitabın, farklı sayfaları…
Ama Osimhen, Metin Oktay Tesisleri’ne geleceği için, öznemiz Galatasaray… Hani bir devir, diğer bir kulübün liderine, “Paralar nerede?” demişlerdi ya, artık Galatasaraylı, “Ödeyeceğimiz paralar nerede?” diye soracaktır.
Florya’nın “şeffaf” ihalesi sonucunda ne kazanıldığını, ne alınacağını bilmiyoruz. Yerin sahibi “Galatasaray Spor Kulübü” olduğu için, KAP bildirimi de gerekmiyor.
Söylenti bazında sayı dolaştığı için sormak gerek, 50 milyon dolar peşinat ne vakit gelecek? Çabucak bu hafta ise, “kulüp” parası, şirkette nasıl kullanılacak? “Kulübün milyarlarca borcu var, onu kapattık” derseniz, o da olmaz; zira genel konseyde verilen bir fon kelamı vardı, bankalar konsorsiyumundan kurtulup, kalan para bir fon halinde tutulacak. O para transferde kullanılmayacak. Bu fonun geliri de altyapı ve amatör sporlara aktarılacağı söylenmişti.
Demek ki bu parayla Osimhen alınamaz. Yahut o denli biliniyor.
Gelelim sermaye artırımına… Burada da, neden sermaye artırımı yapıldığı konusunda verilen bir izahname var. Orada da paranın yüzde 80’inin banka borçlarının geri ödemesinde kullanılacağı söz edilmişti. Yüzde 15’i oyuncu maaşları, teknik grup fiyatları, yeni transferler ve bonservis ödemeleri için ayrılmıştı. Bunun toplamı bile Osimhen’in peşinatına yetmeyeceğine nazaran, bu burada da tahminen sapma hissesi devreye girer, bilemem.
Rahmetli Mustafa Cengiz’in bir kelamından nerelere geldik?
Merhum liderin birebir konuşmadaki kelamlarıyla yazıyı bitirelim:
“Ben de biliyorum geçmiş idareler üzere 172 milyon euro harcamayı. Biz hala bu borçları ödüyoruz. Hala temizleyemedik.”
Şimdi mi? Temizleme vazifesi Osimhen’in… Umarım diledikleri gelir, diledikleri muvaffakiyet gelir. Her şey gönüllerince olur.
Yoksa yazık, memleketin dövizine, Galatasaray’ın parasına… En çok da, gönlü bol taraftarına…
