Osman Şenher’in Galatasaray isyanı! ‘Aklım almıyor! Nelsson’u gönder, Cuesta’yı al’

Süper Lig’de Kasımpaşa ile 3-3 berabere kalan Galatasaray, şampiyonluk yarışında yara aldı. Kayıp sonrası puan farkı azalırken sarı-kırmızılı ekibin futbolu şad etmedi.

OSMAN ŞENHER: GALATASARAY CEPTEN YİYOR (MİLLİYET)
Kaç haftadır sarı-kırmızılıların futbolunda badire olduğunu söylüyoruz. Fenerbahçe ile olan derbi maçından sonra, dün gece Kasımpaşa karşısında Galatasaray’ın futbol olarak olumlu manada patlayacağını düşünüyordum. Ne var ki maalesef, değişen hiç bir şey yok. 
Kalede Muslera, forvette Osimhen biraz aksasalar, bu tek puanı da Cim-Bom alamazdı. Bir defa rakibin fizik olarak senin çok önünde… İkili gayretlerin birçoklarını kazanan, boş alanları kıymetlendiren taraf Kasımpaşa oldu. İki tane bek transfer ediyorsun, biri Türkiye, oburu Polonya Ulusal Takımı’nda oynuyor. Rakip bu iki kanadı da otoban üzere kullanıyor. 

NELSSON’U GÖNDER CUESTA’YI AL! BU AKIL KİMDEN ÇIKTI?
Bir de buna Cuesta’yı ekliyorum. Sen elindeki altın bedelindeki Nelsson’u Roma’ya gönder, 8 milyon euro verip Kolombiyalı bu futbolcuyu al. Bu akıl kimden çıktı bilmiyorum. O denli bir penaltıya sebebiyet veriyor ki; inanın amatör ekipteki bir stoper bile bu türlü penaltı yaptırmaz.
Sara diyorsun; Fenerbahçe karşısındaki makus futbolundan tek farkı saçlarını kestirmiş fakat o futbolu devam ediyor. Barış Alper diyorsun; evet Osimhen’in birinci attığı golde topu çıkaran futbolcuydu lakin diğer olumlu ne yaptı, hiç bir şey. Sallai’ye bakıyorsun; Macaristan Ulusal Takımı’nda oynuyor diye övünüyorsun fakat iki haftadır o da kayıp. 

BÖYLE DEVAM EDERSE CEBİNDE HİÇBİR ŞEY KALMAYACAK
İyi ki Osimhen üzere karakterli bir futbolcu var. Tek başına sarı-kırmızılıları atağa çıkarıp gol atıyor, rakip defansla boğuşuyor, yanına bir tek arkadaşı gelemiyor. Bu maça çıkarken altı puan ilerdeydin. Cebinden çıkartıp iki puanını verdin, o birikmiş avantajını kullanamadın. Bu türlü futbol oynamaya devam edersen de cebinde hiç bir şey kalmayacak. 

AKLIM ALMIYOR
Maç mühletince iki defa öne geçiyorsun… Senin futbolcularının hepsine yıldız diye hitap ediyoruz. Bu türlü bir avantajı nasıl kullanamazsın benim aklım almıyor. İlerleyen haftalarda çok daha güç maçlar olacak. Onların altından nasıl kalkacaksın? Evet, hakemlerin kusurlu yönettiği müsabakalar vardı lakin dün gece o denli hakem yanılgısı da olmadı maçta. Bilmiyorum herhalde Okan Hoca’nın bir planı, fikri vardır. Bu ekibin silkelenmesi gerekiyor. Bu fizik gücüyle, bu kondisyonla rakip kim olursa olsun hepsine karşı zorlanırlar. 

Burak Yılmaz’ı kutlamak lazım. Nitekim Kasımpaşa’ya yeterli futbol oynatıp, güzel çaba ettiriyor. Her şeyden evvel lacivert-beyazlılar kadro oyunu oynuyor, yardımlaşmaları kusursuz. Maçı da kazanabilirlerdi.

TOLGA ERSARI: OKAN BURUK’A MÜELLİF (SKORER)
Açık konuşmak gerekirse çok sevmem bu türlü başlıkları fakat Kasımpaşa – Galatasaray maçını hatta tahminen de sarı- kırmızılılar açısından dönemin şimdiye kadarki kısmını en net anlatan başlık bu!
Ligin birinci yarısında kendi konutunda 3-3 berabere kalarak puan kaybettiği tehlikeli bir rakipti Kasımpaşa, Galatasaray için. Üstelik teknik yöneticileri de cezasından ötürü tribünde yer alacaktı bu deplasmanda sarı- kırmızılıların.
İşte bu türlü kıymetli bir müsabakada şimdi 12. dakikada Osimhen’in penaltı golü ile öne geçerek büyük bir avantaj yakalamasına karşın neredeyse bütün defoları tekrar olduğu üzere gözler önüne serildi Cim Bom’un. Lemina’nın stoperlerin ortasına çok fazla girdiği ve bu nedenle Torreira ile birlikte adeta iki altı numara ile oynayan ve Sara’nın da sakatlık öncesi performansından hâlâ çok uzak olmasından ötürü orta alanda üretemeyen sarı- kırmızılılar, defans gerisine da çok fazla adam kaçırdılar. Bu ortada Lemina’nın iki değerli top kaybı yaptığını da belirtmeden geçmeyelim. Bunun dışında ileride yapılan yanlış tercihler ve vuruşlar, tamamlanamayan ataklar ve top kayıplarından ötürü çok fazla geriye koşmak zorunda kaldı Galatasaraylı futbolcular. Gerçekten 32. dakikaya geldiğimizde Muslera’nın yaptığı kurtarış sayısı dördü bulmuştu. Öte yandan Kasımpaşalı futbolcuların Galatasaray ceza alanında çok rahat bir biçimde topla adeta cirit attıklarını da tabir edelim.

GÖRÜNEN KÖY KILAVUZ İSTEMEZ
Yukarıdaki paragrafta belirttiğim faktörler, ikinci yarının başlamasından kısa bir müddet sonra iki gol olarak kendisini gösterdi Galatasaray kalesinde. Hakikaten de ikinci devrenin başlamasıyla birlikte sarı- kırmızılı kalede ağır bir baskı kurdu Kasımpaşa. Sağdan soldan gelen toplarla Galatasaray kalesinin adeta ablukaya alınmasını bizim üzere izledi tribündeki Okan Buruk! Gerçekten, “Görünen köy kılavuz istemez.” misali göz nazaran göre geldi mesken sahibinin birinci golü. Akabinde da yeniden üstte belirttiğim defolardan olan bir top kaybı, ki bu sefer topu kaybeden Torreira idi, Kasımpaşa’nın ikinci golü olarak buluştu Galatasaray fileleriyle.
Ancak yeniden de üç puan avuçlarının içine geldi sarı- kırmızılıların. Evvel Davinson Sanchez’in baş vuruşu ile gelen beraberlik akabinde da Muslera’nın asistinde Osimhen’in kaydettiği galibiyet golü!
Her şeye karşın büyük ekip refleksini göstermiş ve destansı bir formda geri dönmüştü Galatasaray. Lakin her geçen gün gerileyen oyun ve oyuncu performansları ile başarısız sonuçların doğal olarak baş sorumlusu olan ve tribünde yer almasından ötürü alandaki tüm ıstırapları daha net görmesi gereken Okan Buruk çıktı sahneye! Orta alanda yaratıcı oyuncu eksikliğinden ötürü üretemeyen, bunun da tesiriyle Osimhen ile köprü kuramayan ve tüm bunlardan ötürü ileride top tutamayıp daima geri koşan Galatasaray’ın gereksinimi olan kan Mertens’ti. Ama Okan Buruk, onun yerine 65’te Ahmed Kutucu’yu sürdü alana. Doğal bu değişim deva olmadı yaraya.

MERTENS’E NELSSON’A YAPILANIN GİBİSİ YAPILIYOR
Ancak asıl bombayı, 3-2 öne geçtikten sonra Eren Elmalı ve Lemina’yı oyundan çıkartıp yerlerine Cuesta ve Kaan Ayhan’ı alarak patlattı Okan Buruk! Akıllara ziyan bir formda sol bekte görevlendirilen Cuesta, daha birinci durumunda penaltı yaptırdı ve sarı- kırmızılıların avuçlarının içine kadar gelen üç puan uçup gitti…
Kafası karışık, panik halinde olan ve bunu da alana yansıtan Okan Buruk; lakin doksanıncı dakikada oyuna aldı Mertens’i! Geçen yazımda da belirttiğim üzere Nelsson’a yapılanın bir gibisi yapılıyor artık Mertens’e, bir kalemde üstü çiziliyor!
Fatih Terim, bu cins maçların son anlarında stoperleri sürerdi rakip kaleye. Donk’u bu halde çok kullanmış ve maç da kazanmıştı. Hatta bunu Semih Kaya ile de yapmıştı. Okan Buruk, hocasından hiç ders almamış olacak ki, tam zıddını yapıp o panikle Abdülkerim Bardakcı’yı da çıkarttı oyundan. Halbuki Abdülkerim, son dakikalarda hamle bölgesinde yüksek toplarda tesirli bir alternatif olabilirdi. Ayrıyeten üçüncü bölgede Osimhen ve Abdülkerim ile uzunluğu da uzardı Galatasaray’ın. Lakin Okan Buruk, Abdülkerim’in yerine 1.71’lik ve hâlâ hiçbir randıman alamadığı Yusuf Demir’i sürdü sahaya! Yusuf Demir’in nasıl bir kurtarıcı olacağını varın siz düşünün…
Galatasaray’da oyun ve oyuncuların performansları daima geriliyor. Kadroda fizikî ve mental manada büyük bir düşüş var. Bu durum sonuçlara da yansıyor. Elbette bu durumun baş sorumlusu Okan Buruk. Alışılmış bir de transferler var. Bu manada kulüp de âlâ yönetilmiyor. Bir grup, takımını güçlendirmek için transfer yapar. Galatasaray’ın transferleri ise takıma giremiyorlar. Daha Jelert fiyaskosunu atlatamadan artık de Cuesta fiyaskosu. Lakin bu transferlerde idare kadar Okan Buruk’un da sorumluluğu bulunuyor. Hiç mi izlemedi bu oyuncuları? Yok, izleyip de beğendiyse artık bir şey diyemeyiz! Yoksa yapılamayan transferlerden sonra taraftarların transfer baskısından ötürü almak zorunda mı kaldı? Hiç almasa daha iyiydi! Sonuçta Okan Buruk’a müellif, Kasımpaşa maçı da bu süreçteki yanlışlar da…