Forma diken Beckenbauer! Fenerbahçe’nin yeni yıldızı Edson Alvarez’in bilinmeyenleri

Çocukları futbolcu olmaya iten sebepler türlü türlüdür. Bir çokları için bu iş bir hobidir ve oyundan alınan zevk, bunu bir mesleğe dönüştürmeye kadar masraf. Aileden atlet olanlar, bu geleneğin devamı formunda kendilerini meşin yuvarlağın peşinde bulabilir ya da yakın etrafının yönlendirmesiyle yeşil alana adım atabilir. Afrika’da ya da metropollerin varoşlarında ekonomik faktörler öndedir. Mutlak bir yoksulluktan kurtulmanın yegane yollarından biri olduğu için değerlidir futbolcu olmak.

Fenerbahçe’nin yeni transferi Edson Alvarez’in futbola başlama kıssası ise bugüne kadar duyduklarımız ortasında oldukça yepyeni bir yere sahip. Edson’un babasının bir dokuma atölyesi vardı. Evaristo Alvarez burada futbol grubu formaları üretiyordu. Bölgesel kadrolar için futbol formaları imal eden babası, forma üreticisi olarak yaptığı iş sayesinde oğluna futbol sevgisini aşıladı. Oğlunun hoş oyuna ilgisi, çabucak herkesinki üzere futbol topu üzerinden değil; futbol forması üzerinden gelişti.

Edson çocukluğunda kendisi de atölyede şahsen çalıştı ve babasına işinde yardımcı oldu. Evaristo bunun karşılığında futbolculuğuna giden yolu açtığı çocuğuna ikinci bir kıyağı da mesleğinin erken devirlerinde yaptı. Edson’un birinci gruplarında giydiği formaların tamamı babası tarafından tasarlanıyordu. Forması grup arkadaşlarının formasıyla birebirdi, lakin ya numarasında, ya ardındaki bir harfte orjinal bir tasarım kullanılıyor ve dikkat çekiyordu. Ne de olsa forma ustasının oğluydu ve o kadar fark olacaktı!

Tabii o günlerde bu delikanlının, ilerde ülkenin en çok kazanan oyuncusu olacağı kimsenin aklına gelmezdi. Tıpkı 10 yaşındayken kapısından girdiği birinci kulüp Pachuca’nın, fizikî kapasitesini yetersiz bularak iki yıl sonra kendisini kapı önüne koyduğunda akıllara gelmeyeceği üzere… Boyun kısa, fiziğin yetersiz senden futbolcu olmaz demişlerdi. Edson Alvarez bugün fizik yapısıyla öne çıkan 1.90 uzunluğunda bir oyuncu ve dünya genelindeki ortalama futbolcu uzunluğunun da oldukça üzerinde.

Bu makus muameleye karşın kahramanımız, birinci göz ağrısı olan kulübe karşı hiçbir vakit kin beslemez. Bir profesyonel futbolcu olarak ülkesinin America kadrosundan 15 milyon Euro bonservisle gittiği ve o tarih için en değerli Meksikalı futbolcu olduğu Hollanda’nın Ajax takımında eski kadrosuna dayanak olmaktan geri kalmaz. Pachuca’nın U17 ekibi Amsterdam’da düzenlenen turnuvaya katılmak üzere kente geldiğinde Edson derhal yanlarına masraf, grubu ziyaret eder ve onlarla vakit geçirip, gençleri motive etmek için vakit ayırır.

Maaşını ulaşıma verdi

Ne var ki ‘küçük görülme’ hadisesi az kalsın, futboldaki tüm geleceğini elinden alacak kadar ciddidir. Zira bu krizin akabinde 12 yaşında büyük bir hayal kırıklığı yaşamış ve artık futbol oynamamaya karar vermiştir. Çok yetenekli olduğu ve kesinlikle devam etmesi gerektiği istikametinde ailesinin ısrarcı olması sayesinde zorla da olsa oynamaya devam eder. Öbür zahmetlerle de karşılaşır yol boyunca. 17 yaşındayken dahil olduğu America kulübünde seçmeleri geçip gruba alındıktan sonra mesleğinin birinci maaşını almaya başlar lakin bunun tadını çıkaramaz. Meskeninin bulunduğu Tlalnepantla ile tesislerin bulunduğu Coapa’nın ortası epeyce uzaktır. Maaşının tamamına yakınını bu üç saatlik yolu gidip gelmek ismine ulaşıma vermeyi göze alır.

O günler yeniden, geleceğin en varlıklı Meksikalı futbolcusu olacağının muhakkak olmadığı günlerdir. Lakin periyodun antrenörü o denli bir laf eder ki, bu kelamlar bu türlü bir ihtimalin etraftakilerin aklına tahminen de birinci kez düştüğü anlardır. America kulübündeki teknik yöneticisi Ricardo Antonio La Volpe, genç oyuncusu Alvarez’in, ünlü Alman defansif orta saha oyuncusu Franz Beckenbauer’in özelliklerine sahip olduğunu, bu durumun kendisine Avrupa futboluna adım atma potansiyeli verdiğini savunur.

Çalışkanlığı sayesinde

Bu savlı beyanatın üzerinden çok geçmeden rekor bir fiyatla dünya futbolunun değerli kalesi Ajax’a transfer olması, adeta bu kelamların sağlaması haline gelecektir. İkinci sağlama Ajax üzere bir kulüpte muvaffakiyetle dört dönem forma giymesi ise üçüncüsü ise elbet West Ham United’a 40 milyon euro bonservisle gitmesi, çıtanın en üstte olduğu Premier Lig’de de iki dönemi devirmesidir.

Beckenbauer olmuş mudur bilinmez ancak artık buna gerek de yoktur. Kendi ismiyle kendisine bir kimlik inşa etmiştir artık. Yeteneğine vurgu yapılsa da, çıktığı basamakları aslen çalışkanlığına borçlu olduğu konusunda daha büyük bir uzlaşı hakimdir. Aslında o Beckenbauer’den çok kendisinin idolü olan Barcelona’nın ve Meksika Ulusal Takımı’nın efsane ismi Rafael Marquez’e benzetilmesinden daha çok hoşlanır ki, bu benzetmeyi yapanların sayısı da hiç az değildir.

On üç yaşındayken Güney Afrika’daki Dünya Kupası’nda Meksika’nın Fransa’yı yendiği müsabakayı ailesiyle birlikte izler. Ailesine bir gün ulusal grupta oynayacağına dair kelam verir. Bu kelamını tutup ulusal ekipte oynayacak, Fransa karşısında pazubandı kolundaki Marquez üzere ulusal ekipte kaptanlığa kadar yükselecektir.

‘Pes etmeyen karakter’

Club America forveti Oribe Peralta, Edson Alvarez’in gelişimine en yakından şahit olan isimlerden birisi. Kadro arkadaşının çalışkanlığını ve çabasını öne çıkardığı şu sözleri bu bahiste bir fikir sahibi olmak ismine değerli görünüyor: “Edson öteki tüm genç oyunculardan daha çok ister daha çok çalışırdı. Mesleğinin bu etabına gelmek için çok şey feda etti ve aldığı tüm övgüleri hak ediyor. Dürüst olmak gerekirse, bir çocuktan bir adama dönüşmesini ve ülkenin en kıymetli oyuncusu haline gelmesini izledim. Güçlü, sert ve asla pes etmeyen bir karakterdir.”

Bir de liderlik özelliği var kahramanımızın, Marquez’i de Marquez yapan yanlardan… Copa America’da kendisine tam olarak bu rolü biçen Meksika teknik yöneticisi Jaime Lozano’dan dinleyelim onu da, Alvarez’de tam olarak ne bulduğunu anlattığı şu tabirlerinde: “Kaptan olmak yalnızca kaptanlık pazubandını takmak demek değildir. Saha içinde ve dışında düzgün bir insan olmanız gerekiyor. Herkese tavsiye vermeli, yönlendirmelisiniz. Herkes sizi izlediği için örnek olmalısınız.”

Lakabı: El Machin

Edson Alvarez, ülkesinin en tehlikeli eyaletlerinden biri olarak ün salan Mexico Eyaleti’nin Tlalnepantla kentinde mütevazı bir ailede büyüdü. Sonlu imkanlara karşın profesyonel futbolcu olma hayali kurdu ve başardı. Hayatta olduğu üzere yeşil alanda da mücadeleci ruhu, taviz vermeyen kişiliğiyle öne çıktı.

Ülkesinde kendisine, Meksika argosunda sert çocuk manasına gelen ‘El Machin’ lakabı takıldı. Avrupa’da oynadığı devirde bu lakap, söz benzerliğinden ötürü ‘Machine’ olarak söylenmeye başladı, sert çocuk kıta değiştirince ‘makine’ye dönüştü.

Premier Lig tecrübesi

Rodrigo Lara, “Mourinho onun Premier Lig deneyiminden istifade edecek, orta sahayı sağlama alacak” derken, Santiago Cordera “Taktik zekası ve disipliniyle daima antrenörlerin gözdesi oldu” diyor.

Meksikalı iki gazeteciden, Fenerbahçe’nin yeni transferini bize anlatmalarını istedim. Premier Lig’in yayıncı kuruluşu TNT Sports’un muhabiri Rodrigo Lara oyuncuyu İngiltere’de top koşturduğu devirde yakından tanıyor. Alvarez ile şahsen röportajlar da yapan Lara, yirmi yedi yaşındaki futbolcunun defansif tarafıyla öne çıkan bir isim olduğunu, ön liberoda kıymetli bir kesici rolü oynadığını aktarıyor.

Jose Mourinho’nun kendisini istemesindeki asıl etkenin bu olduğunu belirten Rodrigo Lara, “Edson Alvarez nitekim uygun bir futbolcu, bilhassa defansif manada gruba büyük katkısı olan bir isim. Ayakları yere sağlam basan oyunu denetim eden, orta sahayı sağlamlaştıran, kısa ve garanti pasları tercih eden bir oyuncu profilinde. Mourinho onun Premier Lig deneyiminden istifade edecek ve savunmanın önünü bu halde sağlama alacak, gerektiğinde kendisini stoper olarak da kullanabilecektir” diyor.

Mexico City’de yaşayan Santiago Cordera, Alvarez’in hem ülkesindeki kulüplerde top koşturduğu devri, hem de ulusal kadro performansını yıllardır takip ediyor. Oynadığı gruplarda teknik adamların, futbolcuyu vazgeçilmez olarak gördüğünü belirtip şunları anlatıyor: “Top çalma ve müdahale konusunda kusursuz, hava hakimiyeti olan bir oyuncu. Taktik zekası, disiplini ve liderlik özelliği onu daima antrenörlerin gözdesi yaptı. Meksika’da çalışkan, muteber bir oyuncu olarak haklı bir üne sahip. Orta sahanın doğal lideri olarak kabul edilir ve çoklukla savunmayı dayanaklar, ekibe istikrar sağlar.”