Ateşe daldılar dönemediler

Türkiye’nin ciğerlerini yakan alevler, bu defa can aldı. Eskişehir’in Seyitgazi ilçesinde başlayan ve Afyonkarahisar, İhsaniye’ye sıçrayan orman yangınına müdahale eden orman personelleri ve AKUT gönüllüsü 10 kişi şehit oldu. Sercan Utmi, Hilmi Şahin, Eyüp Dereli, Tolunay Kocaman, Enes Kızılyel, Muharrem Can, İlker Onarıcı, Tekin Enes Sarıyıldız, Bayram Eren Arslan, Alperen Özcan… Her biri arkasında yarım kalan hayatlar bıraktı…

Bir ay olmuştu…

Tolunay Kocaman şimdi 28 yaşındaydı. Ormancı olarak vazifeye başlayalı yalnızca bir ay olmuştu. 14 Temmuz’da hayatını Burcu Kocaman’la birleştirmiş, 3 gün evvel balayından dönmüştü. Alevlerin içine, “Yeşil vatan” diyerek girdi. Son defa su desteği almak için geldiğinde arkadaşına gülerek “Açılın Tolunay geldi” dedi. Birkaç saat sonra şehit düştü. Çocukluk arkadaşı Arif Taş, “Çok korkusuzdu. ‘Ben yaparım’ derdi” diyerek dostunun gerisinden gözyaşı döktü.

Yedi şehit toprağa verildi

Orman şehitleri, Alperen Özcan, Bayram Eren Arslan, İlker Onarıcı, Tekin Enes Sarıyıldız ve Muharrem Can için Çankaya’da bulunan Ahmet Hamdi Akseki Camisi’nde cenaze merasimi düzenlendi. İkindi vakti düzenlenen merasimde şehitlerin tabutu başında polisler nöbet tuttu, aileler ve yakınları taziyeleri kabul etti. Törene, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Jandarma Genel Kumandanı Orgeneral Ali Çardakcı, AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş ile siyasi parti temsilcileri, milletvekilleri, sivil toplum kuruluşları, çok sayıda AKUT gönüllüsü ve vatandaşlar katıldı.

Orman âşığıydı

Eyüp Dereli, evli ve 2 çocuk babasıydı. Belediyede çalışıyordu yüreği de ormandaydı. Beş yıl evvel tabiata olan sevgisi nedeniyle ormancı olmuştu. Şiddetli rüzgâr taraf değiştirince, alevlerin ortasında kaldı. O gece acı haber ailesine ulaştı. İkizi Faik Dereli, eşi Eda Dereli, anne ve baba, tüm mahalleyle ağıtlar yaktı. Reşadiye Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Kanlıpınar Şehitliği’ne uğurlandı.

Her felakete koştu

Muharrem Can, TUSAŞ’ta çalışan bir mühendisti, kalbi ise daima alandaydı. İstekli bir AKUT neferi olarak 6 Şubat sarsıntılarında Hatay’da can kurtarmıştı. Sel, zelzele, yangın demeden her felakete koşmuştu. Almanya’dan gelen iş teklifini reddedip, “Ben vatanımda kalacağım” demişti. Üç gündür alevlerle uğraş ettiği Eskişehir’de şehit düştü. Ablası Saliha Kırbaş, “O şehit gitti fakat içimizi de yaktı” dedi. TUSAŞ, Can’ın, şirketin geliştirdiği jet eğitim uçağı HÜRJET ile çektirdiği fotoğrafa yer vererek baş sıhhati bildirisi yayımladı.

İki arkadaş iki kader

Sercan Ütni (26) ve Hilmi Şahin (23)… Üç yıl evvel birebir gün işe başlamışlardı. Birebir yangında birlikte şehit oldular. Denizli Beyağaç’taki Eskere Orman İşletme Müdürlüğü’nde vazife yapıyorlardı. Mesai arkadaşları, “Ailelerimizden çok birbirimizi görüyorduk” dedi. Kaldıkları binadaki yataklarına Türk bayrağı serildi.

Babası gitmesini istemedi…

Alperen Özcan, 22 yaşındaydı. Babasının itirazına karşın yangınla gayret çalışmalarına katıldı. Özcan’ın kuzeni Hasan Biber, “Güçlü, yürekli, kendinden emin bir gençti. Oraya yardım etmeye hem hayvanlar için hem beşerler için gitmişti. 06.00’da annesiyle yazışması var, ‘Soğutmaya başladık, rüzgâr tersten esmezse, tekrar alevlendirmezse bugün bitirebiliriz’ diye yazmış.”

‘Gülen yüzüyle kaldı’

Bayram Eren Arslan (23), 15 yıldır AKUT gönüllüsüydü. Demirören Medya çalışanı Gürsel Arslan’ın oğlu. Baba yangın sırasında oğluna ulaşamayınca ‘Eren beni acil arar mısın?’ iletisi attı fakat cevap alamadı. Acılı baba Gürsel Arslan oğlunu anlatıyor:

“Hep insanlara bir şey yapardı, hiç kendisine bir şey yapmazdı. Motoru vardı sattırdık ‘kaza yapar’ diye otomobil aldırdık, bu türlü bir şey oldu. Orada dron kullanıyordu. Zelzeleye gitti. 1,5 ay zelzelede kaldı. Daima en önde giderdi. Geldiğinde elleri mosmordu, artık tırnakları yoktu, uçları yoktu. Oğlum ‘Gitme’ dedim. Bir hafta sonra tekrar gitti. Biz televizyondan izliyoruz, ‘AKUT vazifelileri iyi’ diyoruz lakin ben burada dokuz doğuyorum, bina yıkılır, şu olur, bu olur, diye. O kadar çok korkuyordum ki. Bir yerde de gurur da duyuyorsun alışılmış. Zira insanları kurtardıkça gurur duyuyorsun. Ellerini o denli gördükçe gurur duyuyorsun. Arkadaşlarıyla aksi rüzgârda kalmış. Dumandan zehirlenmiş. Ondan sonra da yanmış. Hekimler göstermedi, gülen yüzüyle kaldı.”

Ormancılık kısmı okudu

Şehit Enes Kızılyel, Bartın Üniversitesi Ulus MYO Ormancılık Kısmı mezunuydu. Kızılyel’in cenazesi birinci olarak Eskişehir’in Kırka Mahallesi’ne getirildi, akabinde da defnedilmek üzere memleketi Karabük’e gönderildi.

Eli, yüzü, bacakları yandı, direndi

Kader Dereli, ismi üzere bahtına teslim olmadı. Alevlerin içinden sağ kalabilmek için direndi. Aykırı rüzgârın ansızın istikamet değiştirmesiyle alevlerin ortasında kalan 24 kişilik takımın içinden sağ kurtarılan orman personellerinden biri Baht Dereli. “Yanıyorum, su verin!” diyerek yardım istedi. Eskişehir Odunpazarı Belediyesi Arama Kurtarma takımlarının birinci müdahalesini yaptığı Dereli, daha sonra itfaiye aracına bindirilerek yangın uyum merkezine indirildi. Dereli, Eskişehir Kent Hastanesi’nde tedavi altına alındı. El, yüz ve bacaklarında 2 ve 3’üncü derece yanık olduğu tespit edilen Denizlili orman personeli Dereli’nin akciğerlerinde de hasar oluştu. 

Depremden sele sahadaydı

Şehit İlker Onarıcı ise 2018’den beri AKUT gönüllüsü.. Elazığ, İzmir ve 6 Şubat sarsıntılarında, Batı Karadeniz’deki selde ve geçen yıl yaşanan Akdeniz yangınlarında hem alanda hem de lojistik uyumda misyon aldı. Onarıcı, 2021’den bu yana Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nde amatör telsizci. 

Üniversite öğrencisiydi

Şehit Tekin Enes Sarıyıldız, Gazi Üniversitesi Fen Fakültesi İstatistik Bölümü öğrencisiydi. 2020’den bu yana AKUT gönüllüsüydü.

Yangında ömrünü yitirenler son ana kadar alevlere karşı uğraş etti. AKUT gönüllüsü 3 arkadaşın omuzlarına aldığı hortumla alevleri söndürmeye çalıştığı o anlara ilişkin fotoğraf paylaşıldı. – İHA

Ölümüne savaştılar

Hayatını kaybeden görevlilerin bulunduğu takım, iş makinelerinin açtığı yoldan yüksek bir alana çıkmıştı. Takımla Odunpazarı Belediyesi Arama Kurtarma (OBAK) grubu de birebir doruğa yakın bir alana giderek yangın söndürme çalışmalarına katılmıştı. Bir mühlet sonra OBAK grubu bölgeden ayrıldı. Grubun o bölgede rüzgârın kararsız olması ve bir anda istikamet değiştirmesiyle yangın çizgisi içinde kaldığı iddia ediliyor. 10 şahsa mezar olan yangınla ilgili OBAK ekip lideri Ercan Temel, “Biz üstten gelirken onlar aşağıdaki arazözdeydiler. ‘Gidelim’ dedik, onlar orada müdahale ediyorlardı. Üste gerçek kaçmaya çalışmışlar, orada vefat etmişler” dedi.