Başrolde bu kere Nuri Bilge Ceylan var
Seray Şahinler – Nuri Bilge Ceylan, sinemalarında kurduğu atmosferle ve yarattığı cihanla sanatta yeni ve özgün bir lisanın öncüsü oldu. Yüzyıllardır edebi metinlerde karşılaştığımız insanın çıkmazlarını, karanlığını ancak bir yandan da daima var olan ışığı ve rengi kendine has gözüyle sinemanın lisanı ve gücüyle yeni bir boyuta taşıdı.
Ceylan’ın sinema lisanında sıkça rastlanan görsel şiirsellik, içsel çatışmalar ve derinlikli karakter çözümlemeleri disiplinerarası projelere de ilham vermeyi sürdürüyor. Aylak Dergisi, sinemanın sırf bir anlatı aracı değil, tıpkı vakitte bir düşünme ve hissetme biçimi olduğu fikriyle “Görünür Olanın Ötesi” standını izleyiciyle buluşturuyor. Beyoğlu Belediyesi İstiklal Sanat Galerisi’nde gerçekleşen stantta yer alan sanatkarlar, Ceylan’ın sinemalarını ve bir direktörün personasını ortaya koyuyor. Sanatçılar için epey varlıklı bir ilham kaynağı olan sinemalar ve bu sinemalarda karşılaştığımız kimi ikonik sessizlikler, tabiatla kurulan eşsiz bağ ve insanın hem kendisiyle hem toplumla kurduğu münasebetlerdeki metaforik nüanslar yapıtlara yansıyor.
Sergide yer alan tablolar bir tarafıyla Nuri Bilge Ceylan’ın dünyasına açılan birer kapı niteliğinde. Her sanatçı, onun sinemalarından süzülen melankoliyi, yabancılığı, kendi sanat lisanıyla yorumluyor. Birtakım tablolar direkt sinema sahnelerinden alıntı tadında… Esra Karataş’ın “Mayıs Sıkıntısı”, Selin Saygılı’nın “Kasaba”sı, Yasemin Karaca’nın ve Işık Çağlak’ın “Ahlat Ağacı” tabloları sinemadan sahneleri işlerken o sahnelerin gerisindeki derinliği, katmanlığı resimsel lisanla yine görmemizi sağlıyor.
Ceylan’ın sinemalarında tabiat da her vakit başrolde… Galerinin iki katına yayılan stanttaki tablolar da doğayı yeniden başrol yapıyor. Sanatkarın sinemalarındaki uzun planları, karakter tahlilleri tıpkı halde yapıtlara yansıyor. Tablolar sinemayla direkt ilgi kurarken, Nuri Bilge Ceylan’ın sinemada yarattığı kozmosu sanatkarların tablolarındaki tabirle birleştiriyor.
Sergide Ayça Ay, Ayşegül Kaycı, Başak Çolak, Batıkan Bostancı, Behiye Arat, Cem Yünür, Ceren Doğan, Ceren Yılmaz, Çiğdem Doğan, Demet Bilgen, Elif Demir Çeşide, Elif Hazal Koç, Elif Nadas, Elif Parıltı Öztekin, Elif Pamukçu, Emre Tipe, Eren Erdal Çapar, Esra Karataş, Gül Fidan Açıkgöz, Gülşah Sabuncu, Mehmet Kaya, Merve Kıyak, Işık Çağlak, Nurcan Kurt, Selin Saygılı, Yasemin Karaca, Yunus Çermik ve Zeynep Karabacak’ın işleri yer alıyor.
Erdi Koç’un küratörlüğünde gerçekleşen stant 10 Ağustos’a kadar İstiklal Sanat Galerisi’nde görülebilir.
‘Hem tanıdık hem de taze bir karşılaşma’
Serginin küratörü Erdi Koç, “Sergide yer alan çalışmalar, sırf Nuri Bilge Ceylan’ın sinemasına bir övgü niteliği taşımakla kalmayıp sanatın farklı alanlarında üreten sanatkarların ortak bir histe buluştuğu bir anlatım tabanı de oluşturmaktadır. Her bir sanatçı, sinemada görmeye alıştığımız yoğunlukları kendi yaratım lisanıyla harmanlayarak izleyiciyi hem tanıdık hem de taze bir müsabakanın içine çekmektedir. Stant, Nuri Bilge Ceylan’ın sinemalarından beslenen bu yorumlayıcı yaklaşımı aracılığıyla izleyicilere yalnızca Türk sinemasının değil; çağdaş sanatın da çok katmanlı tabiatını keşfetme imkânı sunar. Sanat ile sinema ortasında kurulan bu etkileşimli bağ, disiplinlerarası düşünmenin günümüzde ne kadar zenginleştirici ve dönüştürücü olabileceğini bir kere daha hatırlatmaktadır” sözlerini kullanıyor.
