Spor

Dönem başlamadan testiyi kırdınız!

Lig öncesi futbolun günah keçisi hakemlere ilk ayarı federasyon başkanı vermişti… Geçen hafta Ankara’da yapılan Türkiye Futbol Federasyonu mali genel şurasında yazılı metinin dışına çıkarak doğaçlama konuşan İbrahim Hacıosmanoğlu; hakemlere açıkça gözdağı vererek kulüplerin ve futbol kamuoyunun kucağına atmıştı.

Hakemler hakkında kullandığı ifadeleri bir kulüp başkanı dile getirse, cezası altı aydan başlardı. Evet; Türk futbolunda her dönem değişmeyen tek şey hakem tartışmalarıdır.

Kulüp yöneticileri ve taraftar eleştirir, medya gündeme getirir ama bir federasyon başkanı milyonların gözü önünde hakemleri tehdit edemez. Üzülerek söylüyorum, bu günlere de tanıklık ettik.

Linç mekanizması

Merkez Hakem Kurulu Lideri Ferhat Gündoğdu, Hacıosmanoğlu’nun konuşmasını dinlediğinde ne düşünmüştür diye sormayacağım. Zira onun çürümüş sistemle, hakemliğin geleceği, adalet ve liyakatla ilgili kaygılandığını sanmıyorum.

Dolayısıyla, bağımsız bir MHK başkanı olamadığı için, kararlar futbolun inisiyatifinde değil, kulüplerin gölgesinde alınıyor. Yaptığı klasmanların rezaletine ve hazırlanan talimatlara bakın kâfi. Aldıkları huzur hakkının karşılığı hepsi! Gelinen noktanın vahametini anlatmak.

Gelinen noktanın vahametini anlatmak için söylüyorum; bugün hakemlerin büyük kısmı gerçek karar vermekten çok, “kime yanlış yapmamalıyım” korkusu ile maç yönetiyor. Bu psikoloji, sistemin çöküşü demektir. Milyonlarca euro verip Avrupa’dan eğitimci getirin, gerçeği değiştiremezsiniz.

Neticede her dönem üç-beş hakem, toplumsal medya baskısı ve kulüplerin şikayeti yüzünden linç ediliyor. Yazık, günah.

Soruyorum artık, bu türlü bir ortamda hakem nasıl gelişebilir? Hangi kararları objektif olabilir?

Yanıtını vereyim; bakın Avrupa kulvarına. FIFA kokartı taşıyan kaç Türk hakem artık şampiyonlar liginin yanından geçebiliyor? Başladıkları yer Konferans Ligi birinci elemeleri. Ötesi belki UEFA Ligi eleme çeşitleri.

Güven sıfır

Bugün futbol topluluğu yalnızca hakemlere değil, onları yönetenlere de güvenmiyor. Herkes biliyor ki, bu düzensizlik ve adaletsizliğin ardında sırf hakemler yok. Onları yönlendiren ve gerektiğinde kulağına yapmaları gerekeni fısıldayan bir yapı var. Yeni dönem tahminen de son çeyrek asrın en yüksek tansiyona sahne olacak.

Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor kesenin ağzını sonuna kadar açtı. Hesap kitap şaştı. İş artık rekabetten çıktı ve çılgınca bir yarışa dönüştü.

Bu ateşin içinde zincirin en zayıf halkası haline getirilen hakemlerin İlah yardımcısı olsun.

Onlardan kuşku eden seyirci skora değil, komploya inanır. Maalesef Türk futbolu tam da bu noktada. MHK ise yaratılan güvensizlik ikliminin en büyük sorumlusu

Sayın İbrahim Hacıosmanoğlu’na ve tüm heyetlerine hatırlatmak isterim; adaletin olmadığı yerde tarafsızlıktan ve hürmetten kelam edilemez.

Başkentin büyük ayıbı

Türkiye Spor Müellifleri Derneği Ankara şubesinin uzun soluklu devam eden bir geleneği var. TSYD turnuvası.

Koşullar ne olursa olsun Gençlerbirliği ile Ankaragücü ortasındaki rekabeti yaşamak her daim keyif vermiştir.

Bu yıl da o denli olacaktı. Fakat ne yazık ki 6 milyonluk Ankara’da bu karşılaşmanın oynanacağı stadı bulmak güç.

Eryaman’ın çimlendirme sorunu var. Tarihi 19 Mayıs stadının yerine yapılan tesis en uygun olasılıkla 1.5 yıl sonra bitecek. Geriye kalanlar mı? Keçiören, Yenikent, Demirspor, Sincan statları.

Tümünün toplam kapasitesi 5 bin kişi değil. Üstelik naklen yayın için kâfi aydınlatmaları yok. Yani stat bulunsa bile maç Ağustos sıcağında yapılacak.

Tesisleşmede çağ atladık diyenlerin kulakları çınlasın. Bu ayıp koca başşehre yeter!

 

İlgili Makaleler