Deodorantı bu türlü kullanan bir daha kokmuyor! Yatmadan evvel sürün, gün uzunluğu rahatlık

Deodorant kullanımında ‘standart bir doz’ olmadığını belirten dermatologlar, genel bir kullanım biçimi olduğunu belirtiyor. Uzmanlara nazaran piyasada satılan, 48 saat, 72 saat güçlü olduğu söylenen eserlerin içeriği çok kıymetli. Bu eserleri ne kadar kullanmalısınız, ne vakit uygulamalısınız ve 72 saatlik muhafaza vaadi hakikaten mümkün mü? İşte uzman görüşleri.

Stick yahut roll-on olarak satılan deodorantları koltuk altına iki ya da üç kere sürmek ekseriyetle kâfi oluyor. Sprey deodorantlarda ise iki-üç saniyelik bir püskürtme öneriliyor. Krem yahut jel formundaki deodorantlar içinse bezelye tanesi büyüklüğünde bir ölçü işinizi görebilir. Dr. Michele Green, “Herkesin muhtaçlık duyduğu ölçü farklı olabilir, lakin hedef, eser birikimi olmadan koltuk altını büsbütün kaplamaktır” diyor.

Deodorantın tesirini artırmak için ne kadar kullandığınızdan çok, ne vakit uyguladığınız daha kıymetli olabilir. Dr. Kristina Collins, “Deodorantın zamanlaması, ölçüsünden daha kritiktir. Terlemeye başlamadan evvel uygulandığında daha tesirli olur” diye belirtiyor. Ter önleyici özellikli deodorantlar için en ülkü vakit gece yatmadan evvel.

Gece boyunca daha az hareket eden beden, deodorantın tüm yararını alabilir. Sabahları ise ekseriyetle koku önleyici deodorantlar tercih ediliyor. Bilhassa konuttan çıkmadan evvel yapılan süratli bir uygulama, gün uzunluğu ferahlık sağlıyor. Mt. Sinai Tıp Fakültesi’nde dermatoloji alanında yardımcı klinik profesör olan Dr. Jeannette Graf, klinik güçteki deodorantların sabah ve akşam uygulanmasını öneriyor.

Yoğun fizikî aktiviteler yapıyorsanız, ortalamadan fazla terliyorsanız yahut güçlü bir beden kokusuyla gayret ediyorsanız, deodorantınızı birkaç saatte bir tazelemek güzel bir fikir olabilir. Dr. Graf, “Eğer deodorantınızın tesiri yetersiz geliyorsa, daha güçlü bir formül için dermatoloğunuza danışabilirsiniz” diye tabir ediyor.

Uygulamanın bir başka değerli noktası ise cildin durumu. Konsey onaylı dermatolog Dr. Anna Chacon, deodorantın pak, kuru ve taze bir cilde uygulanmasının en güzel sonucu verdiğini vurguluyor. “Deodorant, losyon yahut öteki eserlerle karışmadan, direkt cilde temas etmeli. Islak cilde uygulandığında tesiri azalır” diye ekliyor.

Deodorantın tesirini belirleyen en değerli faktörlerden biri, içindeki faal bileşenler. Stanford Üniversitesi’nde dermatolog olan Dr. James Kilgour, “Deodorantın tesirli olabilmesi için alüminyum içermesi şart” diyor.  Alüminyum, ter bezlerini süreksiz olarak tıkayarak terlemeyi azaltır ve koku oluşumunu önler. Son yıllarda alüminyum içermeyen deodorantlar tanınan olsa da, Dr. Kilgour’a göre bu eserler ekseriyetle yalnızca kokuyu maskeliyor ve terlemeyi denetim altına almada yetersiz kalıyor.

Peki, alüminyum inançlı mi? Medyada alüminyumun kronik hastalıklarla ilişkilendirildiğine dair telaşlar olsa da, Dr. Kilgour bu iddiaların bilimsel bir desteği olmadığını belirtiyor. “Alüminyumun sıhhat meselelerine neden olduğuna dair hiçbir delil yok, hatta yüksek maruziyetlerde bile”

Daha fazla deodorant sürmenin daha uygun muhafaza sağlayacağını düşünmek yaygın bir yanılgı. Fakat, Dr. Raechele Cochran Gathers, “Fazla deodorant kullanmak, ciltte kalıntı birikimine yol açabilir. Bu da tahrişe, gözenek tıkanıklığına yahut kıyafetlerde beyaz lekelere neden olabilir” diye konuşuyor. Ayrıyeten, eserin fazla uygulanması, faal bileşenlerin cilde nüfuz etmesini engelleyerek tesirini azaltabilir. Değerli olan, deodorantın eşit ve ince bir katman halinde yayılması.

Piyasada 48 yahut 72 saat müdafaa vadeden deodorantlar sıkça karşımıza çıkıyor. Lakin bu savlar ne kadar gerçekçi? Dr. Gathers, bu tür eserlerin aktifliğinin kişinin terleme oranına, aktivite düzeyine ve cilt tipine bağlı olduğunu söylüyor. “Düzenli duş alma, cildin ovulması ve doğal dökülme süreci, deodorantın tesirini vakitle azaltır” diyor. Ayrıyeten, Dr. Amy Huang’ın belirttiği üzere, deodorantlar kolların daima hareketi ve sürtünme nedeniyle sonunda silinir. Yani, uzun vadeli muhafaza argümanlarına kapılmak yerine, tertipli ve hakikat uygulamaya odaklanmak daha mantıklı.