Tuchel tartışması

İngiliz futbolu bir hoş karıştı. Ulusal ekibin başına Thomas Tuchel getirildi. 3 Aslanlı grubun başına bir Alman mı? 20 yıl, 30 yıl evvel bunu teklif etmek bile küfür sayılabilirdi. Lakin Chelsea’ye Şampiyonlar Ligi’ni kazandıran hoca, Gareth Southgate’ten boşalan koltuğa oturuverdi.
Gary Neville ve Sam Allardyce üzere isimler, Tuchel’in kalitesine itiraz etmemelerine rağmen, Graham Potter ve Eddie Howe üzere isimlerin es geçilmesine kızgındı. Bizde olan tartışmaların benzerleri yaşandı hafta içinde.
Tuchel, Chelsea’de geçirdiği müddet boyunca hem İngiliz futbolunu hem de oyuncuları yakından tanıma fırsatı buldu. Chelsea ile Şampiyonlar Ligi’ni kazanması, onun Avrupa futbolunun en üst seviyesindeki başarılarına bir yenisini ekledi. İngiltere Ulusal Takımı’nın oyuncularının birçok Premier Lig’de forma giydiği için, Tuchel’in bu ligdeki derin deneyimi, ulusal grubun yapılandırılmasında değerli bir avantaj sağlayabilir. Taktiksel açıdan, Tuchel’in 3-4-3 ve 4-3-3 üzere esnek sistemleri kullanabilmesi, İngiltere’nin farklı rakiplere karşı stratejik avantaj kazanmasına yardımcı olabilir.
Ancak Tuchel’in geçimsizliği de bilinen bir gerçek. Ulusal kadro üzere oyuncu havuzunun kulüplerdekinden kat be kat fazla olduğu yerlerde futbolcular üzerinden tartışmalar yaşanacak. Alman hocanın medyayla, futbolcularla ve hatta federasyonla ilgisi, bu gerginliklerin mühletini belirleyecek. Hele hele bilhassa medyadaki eski futbolcuların kıymetli kısmının bu atamaya karşı olduğunu düşünürsek renkli bir periyot bizi bekliyor.
Aslında futbolda sonucun belirleyici olduğunu biliyoruz. Tuchel, İngiltere ile Dünya Kupası kazanırsa pasaportunda ne yazdığının hiçbir değeri kalmayacak. Zati bu atamayı olumlu karşılayanlar da Tuchel’in İngiltere’ye taktiksel açıdan çağ atlatacağını düşünüyor. Daima bir arada neler olacağını göreceğiz.