Dolgu hoşluk getirmedi, sıhhat sorunu oldu! Aquafilling kabusu
Didem Seymen – Estetik uygulamalarda son yıllarda popülerliği artan Aquafilling beden dolgusu, artık birebir süratle terk ediliyor. Uygulama sonrası yaşanan komplikasyonlar ve dolgunun çıkarılmasının da son derece güç olması, birçok kişiyi pişmanlığa sürüklüyor.
Influencer Danla Bilic de poposuna yaptırdığı dolgu nedeniyle önemli sıhhat problemleri yaşamıştı. Bilic, yaşadığı komplikasyonlar sonucu dolgunun bedeninde enfeksiyona neden olduğunu ve kaburgasına kadar yayıldığını söz etmişti. Bu süreçte birden fazla ameliyat geçirmiş ve hâlâ büsbütün iyileşmediğini anlatmıştı. Ayrıyeten, bu cins dolguların bedende hareket edebildiğini ve diz kapağına kadar inebileceğini söyleyerek takipçilerini uyarmıştı.
‘Sonuçları ağır’
Aquafilling’in yüzde 98’i sudan oluşan, jel kıvamında bir unsur olduğunu belirten Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Veli Karaaltın, bu uygulamanın kalça ve beden sınırlarını büyütmek emeliyle yaygınlaştığını lakin sanıldığı kadar saf olmadığını vurguladı. Karaaltın, “Bu dolgu vakitle bedende göç ediyor, parçalanıyor ve etraf dokulara ziyan verebiliyor. Birinci başta zararsız üzere dursa da ilerleyen süreçte enfeksiyon, şişlik, ağrı ve deformasyon üzere meselelere yol açıyor. Beden bu maddeyi yabancı olarak tanıyor ve tepki geliştiriyor” dedi.
Son periyotta Aquafilling dolgusunu çıkartmak isteyenlerin sayısında büyük bir artış yaşandığını tabir eden Karaaltın, “Sadece bir yılda tam altı hastanın dolgusunu çıkardım. Lakin bu süreci yapabilecek cerrah sayısı da çok az. Zira dolgunun nerelere yayıldığını görmek sıkıntı ve çoklukla klasik cerrahi tekniklerle tam manasıyla temizlemek mümkün olmuyor. Kapsül oluşumu, iltihap, granülom üzere problemler da tabloyu daha da karmaşıklaştırıyor” diye konuştu.
‘Sonu mahkeme salonları olabilir’
Estetik süreçlerle ilgili yasal düzenlemelerin yetersiz olduğunu belirten Karaaltın, şu ikazlarda bulundu: “Bugün birçok hasta, kendilerine bu süreçlerin yan tesirlerinin anlatılmadığını ve sonrasında yalnız bırakıldıklarını söylüyor. Bu işin sonu, hukuksal süreçlere taşınabilir. Bu stil unsurların Türkiye’de ruhsatlandırılması ve denetlenmesiyle ilgili daha sıkı adımlar atılmalı”
