En tartışmalı nokta davetin kapsamı oldu: ‘Tüm gruplar’ muamması

Ayşegül Kahvecioğlu – Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın PKK’ya yönelik silah bırakma davetinin akabinde örgütün Suriye yapılanması ve DEM Parti’den yapılan kimi açıklamalar, sürecin ilerleyişi konusunda tereddüt yarattı. Öcalan, silah bırakma konusunda “tüm gruplar”ı işaret ederken, omurgasını terör örgütü PKK/YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) elebaşı Mazlum Abdi, davetin PKK’ya yönelik olduğunu, kendilerini kapsamadığını söyledi.

DEM Parti Eş Genel Lider Yardımcısı Tayip Temel de buna paralel bir telaffuzda bulundu. Sürecin akıbeti açısından “çağrıya uyulup uyulmamasının” belirleyici olacağını söz eden iktidar kaynakları ise Öcalan’ın davetinin PKK’nın tüm uzantılarını kapsadığını vurguluyor. PKK’nın kongresinden beklenen tarafta karar çıkmasına kesin gözüyle bakılırken, SDG için ise muhataplığın yeni Suriye idaresi ile uzlaşıp uzlaşmamasına nazaran kelam konusu olacağı değerlendirmeleri yapılıyor. 

Öcalan’ın evvelki gün PKK’ya yaptığı silah bırakma davetinin yankıları sürüyor. Davette “PKK’nın artık ömrünü tamamladığına” işaret eden Öcalan’ın bu yaklaşımı, iktidar kanadında, “Türkiye’de bilhassa 1980 darbesi sonrasında yaşanan gelişmelerin Kürtler açısından da demokratik kanalları tıkadığının fakat Kürtler ile ilgili yapılan reformist düzenlemelerin silahlı çabanın meşruiyet tabanını örgüt açısından da ortadan kaldırdığının itirafı” olarak yorumlanıyor. 

REFORM BEKLENTİSİ 

Öcalan’ın Türk-Kürt bağlarının geçmişine ve gücüne vurgu yaparak, “Günümüzde çok kırılgan hâl alan tarihi bağlantıyı, kardeşlik ruhu içinde inançları da göz arkası etmeden tekrar düzenlemek temel görevdir” tabiri ile davet metninde birkaç defa tekrar edilen “demokratik toplum” talebi ise iktidar kanadında Kürt siyaseti ve sivil toplumunun önündeki mahzurların kaldırılması başlığı altında yeni birtakım ıslahat beklentileri olarak değerlendiriliyor. 

‘MİKROMİLLİYETÇİLİĞE MESAFE’ 

İktidar partisi, Öcalan’ın davetinde net olan başlıklardan birinin “ayrı ulus-devlet, federasyon, özerklik” taleplerinden vazgeçilmesi olduğuna işaret ediyor. “Kültüralist tahlillerin tarihi toplum sosyolojisine yanıt olamadığı” istikametindeki yaklaşımı ile de Öcalan’ın Kürtlerin “mikromilliyetçilik” ile ortasına ara koyması gerektiğine vurgu yaptığı savunuluyor. 

YPG DAHİL Mİ? 

Toplanacak kongre ile “tüm gruplar”ın silah bırakmasının sağlanmasına yönelik davet ise açıklamanın en tartışmalı başlığı oldu. Öcalan’ın “tüm gruplar”a yönelik olduğunu tabir ettiği silah bırakma daveti konusunda omurgasını terör örgütü PKK/YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) elebaşı Mazlum Abdi, bu talimatın PKK’ya yönelik olduğunu; kendilerini kapsamadığını söyledi. DEM Parti Eş Genel Lider Yardımcısı Tayip Temel de Rudaw’a yaptığı açıklamada paralel bir telaffuzda bulunarak, “Rojava ve DSG’ye (SDG) dair bir davet kelam konusu değil” sözlerini kullandı. 

İktidar kanadı, Öcalan’ın davetinin yurt içindeki PKK/KCK yapılanması ile Kandil’in yanı sıra Suriye’de PYD/YPG, İran’da PJAK ve tüm uzantılarını kapsadığını vurguluyor. Örgütün silah bırakma sürecinin dikkatle izleneceği söz edilirken, Öcalan için umut hakkı düzenlemesi, genel af, Terörle Çaba Kanunu’nda değişiklik, yeni anayasa üzere başlıkların “şimdilik” gündemde olmadığına vurgu yapılıyor. 

BAŞLANGIÇ METNİNDE DÜZENLEME OLABİLİR

Öcalan’ın “demokratik uzlaşma” ve “dil”e yaptığı özel vurgu ise bir anayasal ıslahat talebi olarak yorumlanıyor. Lakin Anayasa’daki “Türklük” tarifinin ırksal bir tarif olmadığına işaret eden iktidar kanadı, Anayasa’nın başlangıç metninde bu tarafta birtakım düzenlemelerin yapılabileceğini belirtiyor.

‘NOT’UN ANLAMI

DEM Parti kanadı, davet metni dışında Öcalan’ın, Sırrı Süreyya Lider tarafından paylaşılan “Şüphesiz pratikte silahların bırakılması ve PKK’nın kendini feshi demokratik siyaset ve tüzel boyutun tanınmasını gerektirir” bildirisinin da devletin bilgisi dahilinde olduğunu savundu. Bu ileti, silah bırakan yurt içindeki terör ögeleriyle ilgili düzenleme talebini içerdiği biçiminde yorumlandı. Bu mevzuda bir adım atılıp atılmayacağı da cevap bekleyen bir öbür soru.