Kartalkaya faciasında kurtulan otel çalışanı anlattı: Yangın olmasaydı da otel esasen daima sorunluydu

Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde 78 kişinin hayatını yitirdiği oteldeki yangından kurtulan işçi, yaşadıklarını anlattı. Küçük bar kısmı çalışanı Tuni Urhan (42), gazetecilere, yangında mutfak çalışanı arkadaşının, kaldıkları odanın kapısını çalarak kendilerini uyandırdığını ve “Ufak bir yangın var, panik yapmayın lakin çabucak odaları boşaltın.” dediğini söyledi.

Otelin kayak salonu bölgesindeki odada kaldıklarını ve hazırlanarak dışarıya çıktıklarını aktaran Urhan, restoran pencerelerinin alev alev yandığını gördüklerini ve dışarıya çıktıklarında yangının büyüdüğünü anlattı.

Aynı yerde çalışan babasını aradığını belirten Urhan, “Onlar üçüncü katta kalıyordu, yatakhaneleri oradaydı. Babamı aradım, ‘Yangın var, çabucak çıkın.’ diye. Bunu söylemeden evvel kapıdan çıktık, patlama oldu. Patlamayla dumanlar, alevler altıncı kata kadar büyümeye başladı. Kelamda bir yangın merdiveni vardı; müşteri katlarına açılan lakin merdivenin sonu dışarıya açılmıyor. Otelin SPA kısmına açılan bir yangın merdiveni; kapısı ahşap ve 11. kattan aşağıya kadar halı kaplı yangın merdiveni kelamda. Öteki merdiven ise bizim kullandığımız işçi merdiveni, ikisi de otelin içerisinde. Mutfakla ilgili bilgim yok lakin gördüğüm yerlerde yangın tüpü yoktu. Alarm çalmadı, otomatik yangın sistemi olması gerekir olağanda, o sistemler zati çalışmadı. Yangın alarmı falan da yoktu.” diye konuştu.

“TAM BİR CEHENNEMDİ”

Urhan, otelde daha evvel yangın yaşanmadığını ama her hafta bir sorun çıktığını lisana getirerek, otelin eski, bakımsız ve ilgilenilmeyen bir otel olduğunu kaydetti.

Otelde geçen yıl 12 Aralık’ta kontrol olduğunu, işçi merdivenine “Bu asansörü kullanmak tehlikeli ve yasaktır” yazılı kırmızı etiket takıldığını aktaran Urhan, “O asansör kullanılmaya devam etti. Kaldığımız odaların karşısında elektrik panosu, yanında yakıt deposu var. Oradan gaz sızıntısı olmuştu yaklaşık 1,5 hafta boyunca. En sonunda odamızı boşaltmak zorunda kaldılar kontrolcüler gelince. Borular patlıyordu, gaz sızıntıları, yani daima sorun vardı aslında. Yangın olmasaydı da otel aslında daima sorunluydu ve rastgele bir şey olacaktı. İşçi zati kendi ortasında konuşuyordu ‘Bu otel bir gün başımıza yıkılacak, dönemi sağ salim kapatırsak ne keyifli bize.’ diye.” tabirlerini kullandı.

Urhan, yangının küçük çaplı olarak ihbar edildiğini, ihbarı yapan bireye ulaşılamadığını ve birinci etapta küçük itfaiye aracının otele geldiğini belirterek, şöyle devam etti:

“O da esasen yetersiz kalıyor. Yaklaşık 1-1,5 saat sonra bütün itfaiye, kurtarma ve öteki gruplar geldi. Yangın aslında artık çok şiddetlenmeye başlamıştı. Duyduğuma nazaran de gelen o ufak itfaiye aracındaki arkadaşlar, ‘Yangın bizim müdahale edebileceğimiz üzere değil, bize ufak ihbar yapıldı.’ diye itfaiyeye haber veren de o. Yangında hayatını kaybeden arkadaşlarımız oldu. Hemşire arkadaşımız vardı, garson arkadaşımız vardı. Çalışandan çok fazla kayıp olmadı bu arkadaşlar dışında. Maalesef, onları kaybettik. İşçisi birinci uyandırdıkları için çok fazla kayıp olmadı. Tam bir cehennemdi. Çığlıklar, ‘Çıkamıyoruz, yardım edin, ambulans yok mu?’ diye…”

Yaşananlardan etkilendiğini tabir eden Urhan, “Bundan sonra buranın yoluna bile girmem. Orası artık herkes için kabus üzere bir yer.” dedi.