Milyonluk meskende saklı bomba! Fotoğrafla fark edildi: ‘Her yere yayılmış, hastayım sandım’
Betül Yasemin Kökbek / Milliyet.com.tr – ABD’nin Ohio eyaletinin Columbus kentinde yaşayan Sara Smith ve eşi şimdi yeni evlenmişti. Tüm birikimlerini memnun olabilmeyi hayal ettikleri bir meskene yatırmış ve o meskenin sahibi olmuşlardı. Satın aldıkları konutta memnun ve sağlıklı bir hayat sürmeyi hedefleyen Smith çifti için işler pek de yolunda gitmedi. 400 bin dolara (yaklaşık 16 milyon lirası) mâl ettikleri bu mesken hayli kârlı bir alışverişti lakin ikili üzerinde yarattığı tahribat parayla düzeltilemeyecek kadar büyüktü. Sara Smith’in çekildiği bir fotoğrafta fark ettiği durum konuttaki sır perdesini araladı ve bakın uzmanlar yaşananları nasıl yorumladı.
ÖNCE BURNU TIKANDI, SONRA GÖZLERİ KIZARDI
Sara Smith ve eşi Colin 2024 yılında evlenmiş ve tekrar 2024 yılının mayıs ayında mesken sahibi olmuştu. Evlerini çok seven çift her şeyin yolunda gitmesinden memnundu. Lakin meskene taşındıktan sonra birkaç hafta içinde Sara’nın sinüslerinde şiddetli tıkanıklık yaşamıştı lakin bunun soğuk algınlığı olduğunu düşündü. Yaşadığı bu durum uzun mühlet geçmeyince bir alerji uzmanına gitti, aldığı ilaçlar birkaç haftalığına onu düzeltse de tıkanıklık bir türlü geçmedi. Vakitle semptomları şiddetlenen genç bayan konuta taşındıktan 6 ay sonra çekildiği bir fotoğrafta gözlerinde büyük büyük kızarıklar olduğunu gördü, üstelik döküntüler de vardı. Bu kere de egzama olduğunu düşündü. Lakin denediği hiçbir prosedür işe yaramayınca doktora gitmeden evvel çekildiği fotoğrafı TikTok’taki takipçileriyle paylaştı ve onlardan dayanak istedi. Bazıları yaşadığı şeyin egzamaya benzediğini düşünse de büyük bir çoğunluk küflü bir ortama maruz kalmanın bu görünümü yarattığını, meskenini denetim etmesi gerektiğini tavsiye etti.
Sara Smith, ne vakit spor yada konut işi yapsa terden yüzü yanıyor, yüzüne rastgele bir tıp yıkama jeli süremiyordu.
Sara bu yorumları görünce beyninden vurulmuşa döndü. Evi yeni almışlardı ve üstelik satın almadan evvel küf denetiminden geçirmişlerdi. Fakat takipçilerinden gelen bu yorumdan sonra tekrar küf denetimi yaptırmak için uzman bir takımdan dayanak aldılar. Küf denetiminde uzman olan bir köpek konutlarına girdi. Evin neredeyse her odasında su hasarı tespit ettiler. En büyük leke ise halının altında gizleniyordu. Akabinde bodrum tarafına geçen küf köpeği bu sefer de odanın direklerine işaret edince Sara ve Colin orada apaçık görülen mantarla burun buruna geldi. Yalıtım gereçlerinin ortasında yaşayan mantar da teneffüs sorunları yaratmada epey değerliydi. Konutu aldıklarında bu imaj beyaz bir boyayla kaplandığı için mantarı görmemişlerdi. Yaşadıkları bu hayal kırıklığının yanı sıra Sara’nın vücudundaki gözle görülür tesirlere bir de depresyon ve gerilim eklenmişti. Kendini hasta sanıyordu, bu sebeple hiçbir arkadaşıyla görüşmek istememek üzere ruhsal meseleler da yaşıyordu.
EVDEN UZAKLAŞINCA GÜZELLEŞMEYE BAŞLADI
Smith çifti tamir çalışmasını başlattı ve küflü olan tüm eserleri konutlarından attı. Küf sporları meskeninde o kadar derinlere işlemişti ki elektronik eşyalara kadar eşyaların yüzde 90’ından kurtulmak zorunda kalmıştı. Yaşadıkları bu olayın akabinde Smith çifti, meskenlerinde işler yoluna girene kadar ailesinin yanına taşındı ve Sara’nın gözleri 2 hafta içinde güzelleşmeye başladı. Sara Smith üzere küf sıkıntısıyla baş eden ve ömür alanındaki mantar sorunu bedeninde sıhhat sıkıntılarına neden olan binlerce insan var. Konuttaki kapalı küf sıkıntısının hangi sıkıntılara neden olduğunu daha kapsamlı anlamak ismine Dermatoloji Uzmanı Doç.Dr. Aslı Tatlıparmak‘a danıştık.
Açıklamalarına küfü tanımayarak başlayan Doç. Dr. Aslı Tatlıparmak, “Küf, nemli ve rutubetli ortamlarda gelişen, havaya yayılan ve meskenin her yerine yayılıp basitçe solunabilen sporlar salan bir mantar cinsidir. İç ortam küfleri, alerjenler (alerjik tepkilere neden olabilen maddeler), tahriş edici unsurlar ve kimi durumlarda potansiyel olarak toksik unsurlar (mikotoksinler) üretir. Elbette bu küf sporlarını solumak yahut dokunmak, hassas şahıslarda alerjik tepkilere neden oluyor” dedi.
BURUN, BOĞAZ, AKCİĞER, GÖZLER… HEPSİNİ ETKİLİYOR
Alerjik yansılar ortasında hapşırma, burun akıntısı, gözlerde kızarıklık ve deri döküntüsü (dermatit) üzere saman nezlesi gibisi semptomların bilindiğini söyleyen Doç. Dr. Tatlıparmak, “Tabii bu belirtiler ani yahut gecikmeli olarak ortaya çıkabiliyor. Küfe maruz kalmak hem küf alerjisi olan hem de olmayan şahıslarda gözleri, cildi, burnu, boğazı ve akciğerlerde tahrişe varan sıhhat meselelerine neden oluyor“ diyerek durumun ciddiyetinin altını çizdi.
Küfe karşı deride meydana gelen bu tepkilerin, hassasiyetinize yahut alerjinizin derecesine bağlı olduğunu hatırlatan Doç. Dr. Tatlıparmak, özellikle küf hassasiyeti yahut alerjisi olan şahıslarda bu tepkilerin hayli yaygın gözlemlendiğini iletti.
“Yapılan çalışmalarda küf maruziyeti sonrası döküntü, kızarıklık (küf hassas hastalar) yaşayan hastaların oranı yüzde 64’e kadar çıkıyor.” – Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Aslı Tatlıparmak
MEĞER DEPRESYON VE TASAYI DA TETİKLİYORMUŞ
Sara Smith’in küflü ortamda bulunmasının akabinde ruhsal olarak da etkilendiğinin bilgisini vermesi akıllara ‘Küfün depresyon, korku yahut halsizlik üzere ruhsal belirtilerle ilgisi var mı?’ sorusunu getirdi ve Doç. Dr. Tatlıparmak bu durumu şu cümlelerle açıkladı: “Evet, inanması güç fakat yapılan çalışmalar bunu doğruluyor. Uzun vadeli küf maruziyeti yaşayan bireylerde depresyon, anksiyete ve genel ruhsal ıstırap riski artıyor. Bilhassa yaşlı yetişkinlerde tasa ve bilişsel maharetlerde yitim semptomlarıyla da ilişkisi bulunmuş durumda.”
‘ÇOCUK VE YAŞLILARDA DAHA ÇOK GÖRÜLÜYOR’
Doç. Dr. Aslı Tatlıparmak, küflerin alerjisi olsun ya da olmasın herkeste sıhhat problemlerine yol açabildiğini lakin tesirlerinin çoklukla hastalık yahut ilaç nedeniyle bağışıklık sistemi zayıflamış makul kümelerde daha besbelli ve yüksek biçimde görüldüğünü iletti.
Tatlıparmak, “Özellikle kişinin kendisinde ya da ailesinde alerji geçmişinin olması, astım yahut kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) üzere teneffüs yolu rahatsızlığına sahip olması, bağışıklık sistemi zayıf şahıslarda (örn. bağışıklık baskılayıcı tedavi görenler) ve natürel ki çocuk ve yaşlılarda daha çok görülüyor“ açıklamasında bulundu.
Küfe maruz kalanların yaşadığı sıhhat problemlerinin nasıl tespit edilebileceğini sorduğumuzda ise Doç. Dr. Aslı Tatlıparmak, “Burada kişinin sıhhatinde meydana gelen yansımalarla birçok test ve tanılama sistemi kullanabiliyoruz. Örneğin deride meydana gelen alerjik tepkilerde deri prick testi (çizik testi) uygulayarak kişinin küfe alerjisi olup olmadığını ve küf maruziyeti yaşayıp yaşamadığına dair bulgulara ulaşabiliyoruz. Tekrar kapsamlı kan testlerimiz ile küf maruziyetini tespit edebiliyoruz” dedi.
Son olarak küflü bir ortama maruz kalmış şahısların tedavi sürecini anlatan Doç. Dr. Tatlıparmak, ilk olarak hastanın alerjinden (küften) kaçınması gerektiğini, küf alerjisini direktörün en kıymetli yollarından birinin küften kaçınmak olduğunu hatırlattı. Doç. Dr. Tatlıparmak açıklamasını, “Küfe karşı gelişmiş alerjik tepkiyle bize başvuran hastalarımızda bu belirtileri ve semptomları denetim almak için antihistaminikler, topikal steroidler uygulayabiliyoruz. Yeniden hastanın küfe karşı hassaslığını azaltmak için alerji aşıları olarak bilinen immünoterapiyi yaptırması tedavi sürecininde hayli etkili” diyerek noktaladı.
