Liseli Kübra’yı hayattan koparmıştı! 16 yaşındaki ehliyetsiz şoför 145 kilometre sürat yapmış

Sürücünün ‘asli kusurlu’ olduğunun belirtildiği rapor da mahkemeye sunulurken, Kübra’nın ağabeyi Hasan Sofioğlu (26), “Vahimdir ki 16 yaşındaki bir katil, 145 kilometre süratle araçları sollayarak ve makas atarak gelmiş. Maalesef birçok açık ve ihmal var” dedi.

Kaza, 6 Mayıs’ta Kayapınar ilçesi Mahabat Bulvarı 75’inci Cadde’de meydana geldi. C.G. yönetimindeki 21 AGP 252 plakalı araba, yolun karşısına geçmeye çalışan Kayapınar Fen Lisesi 12’nci sınıf öğrencisi Kübra Sofioğlu’na çarptı.

Kübra Sofioğlu metrelerce savrulurken, ihbarla olay yerine sıhhat ve polis takımları sevk edildi. Grupların incelemesinde, Kübra Sofioğlu’nun hayatını kaybettiği belirlendi. Kübra Sofioğlu’nun cenazesi otopsi süreçlerinin akabinde Dicle ilçesi kırsal Pekmezciler Mahallesi’nde defnedildi. Ehliyetsiz şoför C.G. ise gözaltına alınıp, tutuklandı. Kaza ayrıyeten güvenlik kamerasına yansıdı.

RAPORLAR ÇELİŞTİ

İddianamede; 12 Haziran’da trafik eksperi tarafından hazırlanan raporda araç şoförü C.G. ile Kübra Sofioğlu’nun ‘asli kusurlu’ olduğu; Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan raporda ise Kübra Sofioğlu’nun ‘asli kusurlu’, C.G.’nin ‘tali kusurlu’ olduğu belirtildi. Sofioğlu ailesinin avukatı da yeni bir uzman raporu talebinde bulundu.

ARACIN SAATTEKİ SURATI 145,4 KİLOMETRE

18 Haziran’da hazırlanan eksper heyet raporuna nazaran de C.G.’nin ‘asli kusurlu’, Kübra Sofioğlu’nun ‘tali kusurlu’ olduğu tespit edildi. Raporda; görüntü kayıtları dikkate alınarak aracın kayıt alanına girdiği bölgede fiziki ölçümler yapıldığı, sürat tespitine referans alınacak uzunluğun 20,6 metre olarak belirlendiği, görüntü kaydı dikkate alınarak aracın ölçüm alanına girdiği 0,51 saniyede yapılan hesaplamada; araç suratının saatte 145,4 kilometre olarak hesaplandığı belirtildi. Savcı da C.G.’nin ‘asli kusurlu’ olduğunu belirterek, iddianamede ‘Bilinçli taksirle vefata sebebiyet verme’ kabahatinden sanığın cezalandırılmasını istedi.

C.G.’nin yargılandığı duruşma, Diyarbakır 2’nci Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada taraf avukatları ve C.G. hazır bulundu. Birinci duruşmada, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame okundu.

‘ÖNÜMDE BULUNAN ARAÇ FREN YAPTI’

Duruşmada savunma yapan C.G., arabanın 75-80 kilometre süratle ilerlediğini ileri sürerek, “Olay günü amcama ilişkin araçla seyir halindeydim. Araçta 3 arkadaşım daha bulunuyordu. Aracın sürücülüğünü ben yapıyordum. Araçla 75-80 kilometre süratle seyir halindeyken önümde bulunan araç fren yaptı. Araca vurmamak için sol şeride kırdım, bu esnada önüme iki öğrencinin atladı. Bir kız çocuğuna çarpmak zorunda kaldım, pişmanım” dedi. Sanık ve taraf avukatlarının savunmasının akabinde duruşma, 23 Eylül’e ertelendi.

‘OLASI KASTA DAİR ÇOK GÜÇLÜ TEZLERİMİZ VAR’

Avukat Muhammet Tapancı, “Bu belge bizim nezdimizde bir cinayettir. Zira birden fazla trafik ihlali kelam bahsidir. Bu olay, kamuoyunda da büyük bir yara açmıştır. Herkesin beklentisi, bu kişinin tatmin edici bir ceza almasıdır. Savcılık tarafından her ne kadar ‘Bilinçli taksirle mevte sebebiyet verme’ nedeniyle evrak açılmışsa da bizim mümkün kasta dair çok güçlü tezlerimiz ve emareler var. Bunların hepsini mahkemeye sunduk. Kişinin de mümkün kasttan ceza alması için ne gerekiyorsa yapacağız. Zira toplum vicdanı bunu gerektiriyor” dedi.

‘ALKOL VE UYUŞTURUCU TESTİ YAPILMIYOR’

Avukat Tapancı, “Biz alabileceği en ağır cezayı alabilmesi için belgedeki kanıtların hepsini mahkemeye sunduk. Kişi kaza yaptığı yerden kaçıyor. Akşam babası emniyete getiriyor. Ne hikmetse o gece birinci yapılması gereken alkol testi, uyuşturucu testi yapılmıyor. Sonraki gün saat 12.00’de yapılıyor. O saat geçene kadar da muhtemelen bütün kanıtlar yok olmuştur. Adli Tıp Kurumu Başkanlığı tarafından bu durumla ilgili bir rapor hazırlandı. Evraktaki hiçbir kanıt ve emare değerlendirilmeden bir münasebet sunulmadan şoföre ‘tali kusur’, yayaya ise ‘asli kusur’ verildi. Biz bu raporlara itiraz ettik. Biz bu durumun taksir olduğunu düşünmüyoruz. Muhtemel kasta girecek bir aksiyon türüdür” diye konuştu.

‘KARDEŞİMİN MEVTİNİ TEKRAREN İZLEDİM’

Ağabeyi Hasan Sofioğlu da “Kız kardeşim dershanedeyken acıkmış, canı tavuk-pilav çekmiş. Bunun için karşıya geçmek istemiş. Vahimdir ki 16 yaşındaki bir katil, 145 kilometre süratle araçları sollayarak ve makas atarak gelmiş. Maalesef birçok açık ve ihmal var. Görüntü kayıtları en başta sunulmadı. Manzaraların hepsini kendim hazırlamak zorunda kaldım. Kardeşimin mevtini tekraren izledim. Bizim için güç bir süreç. Alkol testi tıpkı gün yapılmamış. Sonraki gün yapılmış. Kardeşime, ‘asli kusur’ bırakmışlar. Kent içi sürat hududu olan 70’i, sürat sonunun 2 katına çıkarak 145 süratle ilerliyor. Bir kişinin vefatı değil, bir toplumun vefatı kelam hususudur. Bu kabul edilebilir bir durum değil. Kübra da hakim olma niyetindeydi. O formda ders çalışıyordu” dedi.